Bugün çalışmaya başladığım günün 46. yılı bitti. Söylenirken sıradan cümle gibi algılansa da içerisinde her saniyesi dolu, mücadele, azim ve azami çalışılarak geçirilen yaşanmışlıklar ve yaşanmamışlıkları barındıran ömür var. Yarın çalışma hayatımın 47. yılının ilk günü.
Hiç hesapta yokken, zorunluluktan dolayı 15 Aralık 1978’de Güneydoğu Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri’nde çalışmaya başladım. Bir gün öncesinden vücudumu saran heyecanı ve tarifi mümkün olmayan mutluluğu anlatacak kelime bulamıyorum.
Heyecan demişken, 1978 yılında 14 Aralık’ı 15 Aralık’a bağlayan geceyi, “özel bir imzam olmalı” diye imza denemeleri yaparak geçirmiştim.
İşe girmem, ekonomik zorunluluğun gereğiydi. O gün, ailevi sorumluluklarımın resmen başladığı ve adeta bir anda büyüdüğüm gündü. 46 yıl önce üzerime yapışan sorumluluk duygusu, adeta benliğime işledi ve benimle, bizimle, kentimizle ilgili olmayan hemen her sorunda dahi maalesef kendimi sorumlu hissetmeye başladım.
O dönemde Güneydoğu Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri’nde çalışmak ayrıcalıktı. Sonraki yıllarda ekonomik sıkıntılar dolayısıyla maaşlar gecikmeli ödeniyordu ama kurumun sağladığı istihdam, siyasetteki belirleyici rolü ve ekonomiye kattığı değer, Gaziantep’in yanı sıra, bölgede önemini ve ağırlığını hissettirmişti.
Genel Müdür Ökkeş Kıroğlu, müdürüm olmaktan öte ağabeyim saydığım Yılmaz Kurt, Makina Mühendisi Fazlı Kirişçi, Kimya Mühendisi Adnan Ercan ve her zaman ablam olan Günay Güreş’i Güneydoğubirlik’te tanıdım, sevdim.
İstihdamdaki şişkinlik dolayısıyla kadronun üçte iki oranında düşürülmesi kararı alındı. Belirlenen beş kriterden ikisi (askerliğini yapmayanlar ve eşlerin birlikte çalışması halinde birisinin ayrılması) kapsamında olduğumdan 15 Mart 1983’te Güneydoğu Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri’nden ayrılmak durumunda kaldım.
O an hayatımın dönüm noktası oldu. İlk anda çok üzüldüğümüz birçok karar ve sonucun, hakkımıza hayırlı olduğuna tanık oluruz. Güneydoğubirlik sonrasındaki yol haritam buna güzel örnektir.
Yıllar ilerledikçe, “Allah işten çıkarılma kriterlerini belirleyenlerin anasına, atasına rahmet etsin” diye defalarca dua ettim. Her son aynı zamanda bir başlangıçtır, buna samimiyetle inananlardanım.
Bölge Ekspres Temsilciliğinde kısa süreliğine adım attığım basın sektöründe 40 yıl geride kaldı. Üzerimde emeği bulunan Vahittin Bozgeyik, Mehmet Sağlam ve Bezmi Özkan üstatlarımı rahmet ve minnetle anıyorum.
Anadolu Ajansı Gaziantep Bölge Müdürlüğü’nde 30 Eylül 1987 – 31 Ocak 2003 tarihleri arasında kurum yönetimi ve kültüründen gelen güçle gazeteciliği üst düzeyde yaparak mesleki zenginliği yaşadım. Emeklilik sonrası 4 Mart 2003’te SANKO’da başlayan çalışma dönemim, 1 Eylül 2024 itibarıyla ASCE GYO’da devam ediyor.
Bu süreçte yaşadıklarımı olumlusu ve olumsuzu ile kazanç olarak düşündüm. İyiliğine ya da kötülüğüne iz bırakan herkese teşekkür ederim. Hepsinden öğrendim. İyilerden iyiliği öğrenip iyi olmayı, kötülerden kötülüğü öğrenip kendimi esirgemeyi öğrendim. Bana kötülüğün inceliklerini öğrenme fırsatı verenlere de minnettarım. Onlar olmalı ki, iyiler yaşamak için mücadele etmeyi öğrenmeliler.
Zaman mı akıyor, ömür mü eriyor? Bence ikisi de doğru. Zaman ömrün yanı sıra hamlıkları da törpülüyor. İşte bu sayede kötülere kızmanın onlara değer vermek olduğunu anlıyorsunuz ve gülüp geçiyorsunuz.
Yorum Yazın