AlpAslan Group Üst Bant
Bosychef Sol Sabit
Bosychef Sağ Sabit
Gaziantep
BIST9833.22
DOLAR34.0692
EURO37.7489
ALTIN2730.4
BTC/USD57646.841
Diyetisyen Esra AKKUŞ

Diyetisyen Esra AKKUŞ

Mail: esra_akkus96@hotmail.com

Hipertansiyon hastalığı nedir, beslenmesi ne olmalı?

Hipertansiyon toplumda en sık görülen kronik hastalıklardan biri olup kalp hastalıkları, inme, böbrek hastalığı, erken ölüm ve yeti yitimi gibi durumlarla ilişkilidir ve sağlık, ekonomi alanında önemli bir yük oluşturmaktadır. Bununla birlikte, hipertansiyon önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır.

Hipertansiyon;18 yaş üzerindeki erişkinlerde hekim tarafından yapılan, tekrarlanan klinik ölçümler ile sistolik kan basıncının(büyük tansiyon) ≥140 mmHg ve/veya diyastolik kan basıncının(küçük tansiyon)≥90 mmHg olması hipertansiyon olarak tanımlanır.

Hipertansiyonun  önlenmesi için ilaç tedavisi yanında beslenmenin, yaşam tarzı değişikliklerinin ve biyokimyasal parametrelerin izlenmesinin önemi büyüktür.

Hipertansiyon ile ilişkili risk faktörleri bakacak olursak ;

Obezite:

Obezite, kalorisi yüksek diyet ve tuz hipertansiyondan bağımsız olarak sol ventrikül hatta bazen sağ ventrikül de hipertrofiye  yani kalbin büyümesine yol açabilir.

Sigara:

Sigara insülin direncini arttırır, lipit profilini olumsuz etkiler.Sigara tek başına miyokart enfarktüsü(kalbi besleyen damarın tıkanması) riskini 2-2.5 kat arttırırken, eşlik eden diyabet ve hipertansiyonda varsa bu risk 13 kat artmaktadır.

Çay ve kahve:

 İçeriğindeki flavonoidler nedeniyle şekersiz veya az şekerli kahve ve çay içilmesi kalp için yararlı olabilir. Ancak, sempatik etki nedeniyle kalp hızı ve kan basıncında artışa neden olduğundan çayın ve kahvenin aşırı tüketimlerinden de sakınılmalıdır.

Fazla karbonhidratlı beslenme:

Diyete rafine karbonhidratların yani şekerin eklenmesi obezite, tip 2 diyabet, kalp damar hastalığı ve diş çürüklerine neden olabileceğinden sakınılmalıdır. Ancak, karbonhidratlar aşırı da kısıtlanmamalıdır.

Alkol:

 Alkol kullananlarda kullanmayanlara göre hipertansiyon daha sıktır. Alkol ayrıca antihipertansif tedavinin etkisini azaltır ve inme riskini arttırır.

Tuz kullanımı:

Tuz kısıtlanması çok önemlidir. Günlük tuz tüketimi 2300 mg sodyumu (6 gram tuz) geçmemelidir. Bu da yaklaşık 1 tatlı kaşığıdır.

Hareketsiz yaşam:

Hareketsiz  yaşam sürenlerde hipertansiyon riski %20-50 artar.

HİPERTANSİYONDA BESLENME NASIL OLMALI ?

Kırmızı etin az olduğu, balık, deniz ürünü ve zeytinyağlı yemeklerin hakim olduğu Akdeniz tipi diyetin hipertansiyona  olumlu etkisinin yanında mineral içeriğinin yaklaşık %85’ini kalsiyum ve fosfor oluşturduğundan osteoporoz(kemik erimesi) gelişimine karşı da yararlıdır.

Sebze ve meyve ağırlıklı, doymuş yağ asitlerinin ve şeker eklenmiş gıdaların diyetin %10’unu geçmediği DASH diyeti (hipertansiyonu önlemek için beslenme yaklaşımları) günümüzde önerilmektedir. Bu diyette işlenmiş tahıl, işlenmiş et ürünleri önerilmez. İlginç olarak DASH diyetinde bariz bir yağ kısıtlanması da önerilmemektedir.

Hipertansiyonu olan bireyler için verilebilecek en önemli tavsiye; yemeği pişirirken ya da pişirdikten sonra tuz ilave etmemek olacaktır.Yapılması gereken esas şey; tuzlu peynirler, çeşitli kahvaltılıklar, turşu, konserve, kuruyemiş gibi tuzlu besinlerin tüketiminin sınırlandırılmasıdır.

Sonuç olarak,Hipertansiyon başta kardiyovasküler sistem, beyin ve böbrekler olmak üzere birçok sistemi etkileyen sinsi seyreden ölümcül ama tedavi edilebilir bir hastalıktır. Tedavisi için beslenme ve ilaç tedavisinin birlikte yürütülmesi gerekmektedir. Diyetin ayarlanarak vücut ağırlığının kontrolü, sigaranın bırakılması, stresten uzak durulması, alkollü içkilerden vazgeçilmesi, tuz alımının azaltılması, sebze ve meyve tüketiminin arttırılması, doymuş ve toplam yağ alımının azaltılarak dengelenmesi, fiziksel aktivitenin arttırılması gibi Yaşam tarzı değişikliklerinin hipertansiyonun önlenmesinde ve tedavisinde yeri önemlidir.

Yorum Yazın

Ana Sayfa
Web TV
Foto Galeri
Yazarlar