Yoğun iş temposuna rağmen www.memohaber.com’un “Kahve Molası”na konuk olan Gaziantep Sanayi Odası (GSO) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, www.memohaber.com İnternet Haber Sitesi Yayın Koordinatörü Mehmet Taşçı’nın sorularını yanıtladı.
Ekonomideki gelişmeler, ihracat rakamları, Suriyeli işçiler, üniversite-sanayi işbirliği çalışmaları, fuarlar, terör olayları ve sınırımızda yaşanan gelişmelerle ilgili sorularımızı içtenlikle yanıtlayan Konukoğlu, önemli değerlendirmelerde bulundu.
GAZİANTEP BÜYÜMESİNİ VE İHRACAT GÜCÜNÜ ARTIRACAKTIR
Memohaber: Geçtiğimiz yıl üst üste yaşanan seçimler ve arkasından başlayan terör olaylarından sonra ihracatta büyük kayıplar yaşandı. 2015 yılı kayıp olarak görüldü. Terör olaylarının hala sürmesi ve bölgede sınırlarımızdaki gelişmeler dikkate alındığında 2016 yılında neler öngörüyorsunuz?
Küresel ekonomi, geçen yıl toparlanmakla birlikte zayıf ve kırılgan görünümünü sürdürdü. Bunun yanında jeopolitik gerilimler, Orta Doğu’da devam eden savaş hali ve göçmen krizi küresel politik belirsizliği artıran unsurlar oldu.
Türkiye ekonomisi, sarsılan küresel piyasalar içinde sağlam duruşunu sürdürdü ve 2015 yılının ilik dokuz ayında yüzde 3,4 büyümeyi başardı. Türkiye’nin hem kamuda hem özel sektörde güçlü bir yapılanması var. 2016 yılında da Orta Vadeli Programda öngörülen yüzde 4 büyüme hedefini yakalayacağına inanıyoruz.
Bu konuda en büyük avantajımız; siyasi ve ekonomik istikrarı sağlayan tek bir partinin iktidar olması ve hükümetin yapısal reformlara önem vermesidir. Türkiye ekonomisi yolunda hızla ilerlemeye devam edecektir. Gaziantep’te inşallah bu süreçte büyümesini ve ihracat gücünü artıracaktır.
SURİYELİYE İŞ VERECEĞİZ DİYE, KENDİ VATANDAŞIMIZI İŞSİZ BIRAKAMAYIZ
Memohaber: Gaziantep 350 bin Suriyeliye ev sahipliği yapıyor. Suriyeli işçi çalıştırma esasları Resmi Gazetede yayımlandı. Bu konudaki görüşleriniz nedir?
Dinamik ekonomisiyle her zaman bir çekim merkezi olan Gaziantep, binlerce Suriyeliye beş yıldır ev sahipliği yapıyor. Suriyeliler, yaşamımızın tüm alanlarına olduğu gibi ekonomi ve çalışma hayatımızda yer aldılar.
Gaziantep Sanayi Odası olarak gerekse şehrimizde iş dünyasının önde gelen temsilcileri olarak, ‘’Suriyeli sığınmacılara geçici bir kimlik verilerek, istihdama kazandırılması’’ yönündeki görüşlerimizi çeşitli platformlarda sürekli dile getirmiştik.
Bu doğrultuda, Geçici Koruma Sağlanan Yabancıların Çalışma İzinlerine Dair Yönetmelik, Ocak ayı içerisinde Resmi Gazetede yayımlandı. Türkiye’de istihdam edilecek Suriyelilerin çalışma esasları Bakanlar Kurulu kararıyla belirlendi. Yönetmeliği göre, geçici koruma sağlanan yabancılar, geçici koruma kayıt tarihinden 6 ay sonra çalışma izni için başvuruda bulunabilecek. Çalışma izni başvurularının değerlendirilmesinde, iş yerinde çalışan Türk vatandaşı sayısı üzerinden sektör ve illere göre açık iş ve işe yerleştirmeler dikkate alınarak Bakanlıkça, geçici koruma sağlanan yabancı istihdamı kotası değişen oranlarda uygulanabilecek. Çalışma iznine başvurulan iş yerinde çalışan geçici koruma sağlanan yabancı sayısı, o iş yerinde çalışan Türk vatandaşı sayısının yüzde 10'unu geçemeyecek.
Suriyelilere verilen bu çalışma izni, Türk vatandaşlarının istihdamını olumsuz etkilemeyecektir. Çalışma izni verilmesiyle birlikte kayıt altına alınmış olacaklar.
Suriyeli mültecilerin içinde gerçekten eğitimli birçok insan var. Bu eğitimli insanların bilgilerinden ve tecrübelerinden Türkiye olarak, sanayiciler olarak faydalanmalıyız. Ama bütün sanayicilerimizden ricam; işyerinizde lütfen yüzde 10 barajını aşmayın. Ve aynı gün size müracaat edenlerden birisi Suriyeli birisi kendi vatandaşımızsa lütfen kendi vatandaşımıza öncelik tanıyın. Onlar bizim misafirimiz, başımızın üstünde yerleri var. Zaten biz elimizden geldiği kadar destek olmaya çalıyoruz. Ama onlara iş vereceğiz diye de kendi çalışanımızı, kendi vatandaşımızı işsiz bırakamayız.
GAZİANTEP, TÜRKİYE EKONOMİSİNİN İKİ KATI BÜYÜYEN BİR ŞEHİRDİR
Memohaber: GSO, Marketing Türkiye tarafından ‘’Gaziantep’e Katma Değer Katan Marka’’ seçildi. 2003 yılından yaptığınız Marka Şehir Gaziantep Projesi’nden başlayarak bu süreci değerlendirir misiniz?
Türkiye’nin, dünya ticaretinde daha yüksek pay alabilmesi ve küresel rekabette başarılı olabilmesi için daha çok marka çıkarması gerekiyor.
Gaziantep Sanayi Odası olarak, işadamlarımızın gerek iç gerekse dış pazarlarda rekabet gücünü destekleyecek, kaliteli Türk malı imajını yerleştirecek ve ihracatımızı artıracak bir dizi faktörleri içeren birçok proje gerçekleştirdik.
2003 yılında başlattığımız ‘’Marka Şehir Gaziantep’’ projemizin verimli sonuçlar doğurduğunu görüyoruz. Ülkemizde en fazla marka ve patent başvurusu yapan iller arasında altıncı sırada yer alıyoruz. Ayrıca, en fazla endüstriyel tasarım başvurusunda bulunun iller arasında İstanbul’un ardından ikinci sırada geliyoruz. Gaziantep’in, 2015 yılı sonu itibariyle 4,534 endüstriyel tasarım başvurusu yaptığına dikkat çekmek isterim.
Markalaşma, ekonomik kalkınma yolculuğunu da olumlu etkiliyor. Bugün Gaziantep, Türkiye ekonomisinin iki katı büyüyen bir şehirdir. En fazla ihracat yapan iller arasında altıncı sırada yer almaktadır.
Türkiye’nin ve Gaziantep’in 2023 yılı hedeflerine ulaşmasının yolunun verimliliğimizi artıracak, katma değerli üretim ve ihracattan geçtiğini biliyoruz. Bunun için Gaziantepli işletmelerimizin, rakiplerinin önüne geçmeleri için ‘’güçlü markalar’’ ve ‘’güçlü tasarımlar’’ geliştirmeleri yönündeki çabalarını desteklemeyi sürdüreceğiz.
ÜNİVERSİTELERİN SANAYİMİZİ YÖNLENDİRME SORUMLULUĞU VAR
Memohaber: Gaziantep 4 üniversiteye sahip önemli bir sanayi şehri. Üniversite-sanayi işbirliği anlamında yapılan Ar-Ge çalışmalarını yeterli buluyor musunuz? Beklentileriniz nelerdir?
Bilginin egemen olduğu yeni dünya düzeninde, sadece üretimde verimliliği artırarak gelişmişlik sırlamasında üst sıralarda yer bulmak mümkün değildir. Ülkelerin önem sıralamasında yenilikçilik, yaratıcılık ve buluş yapma kapasiteleri de belirleyicidir. Bunun iki önemli kesimi ise üniversiteler ve sanayicilerdir.
Üniversite-sanayi işbirliği, Ar-Ge yapısının önemli bir bileşenidir. Üniversitelerimizin, ülkemiz sanayisinin beklentileri çerçevesinde, sanayicilerin pratikte yaşadıkları sorunları dikkate alarak, araştırmalarını bu sorunların çözümüne yönelik yapmalarının yanı sıra dünyadaki gelişmelere göre sanayimizi yönlendirme gibi önemli sorumluluğu bulunmaktadır.
Sanayimizin ise üniversitelerin kendilerine gelmesini beklemek yerine; teknoparklar, teknoloji transfer ofisleri gibi mevcut yapıları kendi beklentilerine yönelik zorlamaları, AR-GE çalışmalarının uzun soluklu ve zahmetli çalışmalar olduğunu kabul etmeleri ve stratejilerini AR-GE’nin önemi ve getirisini dikkate alarak şekillendirmeleri önem arz etmektedir.
Gaziantep’te de üniversite-sanayi işbirliği konusunda somut adımlar atılmış ve önemli çalışmalar sürdürülmektedir. Ama, potansiyelin daha fazla olduğuna inanıyoruz. İşbirliğini artırarak, bu potansiyelden maksimum düzeyde yararlanmak şehrimize büyük faydalar sağlayacaktır.
FUARLAR KENTİ GAZİANTEP
Memohaber: Gaziantep fuarlar şehri olarak da anılıyor. Yakın zamanda 3 önemli fuara ev sahipliği yaptı. Bu fuar organizasyonlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Keskin rekabet ortamında başarılı olabilmek için pazarlamayı da iyi kullanabilmek gerekiyor. Günümüzün en önemli pazarlama yöntemlerinden birisi ise fuarlardır. İhtisas fuarları en son yenilikler ve teknolojik gelişmelerin sergilenmesinin yanı sıra yeni siparişler almak, ticaret hacmini ve ihracatını artırmak, yeni pazarlara açılmak isteyen firmalarımız açısından büyük fırsatlar sunmaktadır. Ayrıca, kent ekonomisine canlılık kazandırmaktadır.
Fuarların Gaziantep adına öneminin bilincinde olan Gaziantep Sanayi Odası olarak, 2004 yılında ‘’Fuarlar Şehri Gaziantep’’ projesine start verdik. Ve bu süreçte pek çok organizasyon yaparak üyelerimizin katılımcı ya da ziyaretçi olarak fuarlardan yararlanmasını sağladık.
Sanayi ve ticaret denilince ilk akla gelen şehirlerden birisi olan Gaziantep, artık birbiri ardına açılan fuarlarla birlikte ‘’fuarlar kenti’’ olarak anılmaya başlamıştır.
GAZİANTEP İHRACATINDA DIŞ TİCARETTE YENİ ROTALAR BELİRLEYECEĞİZ
Memohaber: Sınırımızda yaşanan sıcak gelişmelerden, Gaziantep ekonomisi etkileniyor. Özellikle Suriye ve Irak’ta yaşananlar ihracat pazarı anlamında büyük kayıplara neden oldu. Şehrin ihracatındaki düşüş göz önüne alındığında, önümüzdeki süreçte yeni pazar arayışları var mı?
Küresel piyasalardaki olumsuzlar ve siyasi belirsizliklerin gölgesinde geçen 2015 yılı, Türkiye ihracatı açısından zorlu geçti. Özellikle Ortadoğu coğrafyasında yaşanan çalkantıların yanı sıra Rusya ile gerginlik hem ülke ihracatımızı hem de bölgemizdeki bütün şehirlerin ihracatını olumsuz etkiledi.
Bütün bunlara rağmen Gaziantep, 2015 yılında en fazla ihracat yapan 10 il arasında altıncı sıradaki yerini korudu, ayrıca ihracatı en az oranda düşen şehir oldu.
Gaziantep yapılan ihracatı ülkelere göre karşılaştırdığımızda; en büyük pazarımız arasında birinci sırada Irak ve ikinci sırada Suriye yer aldı. 2015 yılında Irak’a yaptığımız ihracat yüzde 14 azalarak 1 milyar 886 milyon dolar olarak gerçekleşirken, Suriye’ye ihracatımız ise yüzde 9,5 artış göstererek 406 milyon dolar seviyesine çıktı.
İhracatta hiçbir zaman geldiğimiz noktayı yeterli görmedik, sürekli yeni pazar arayışı içerisinde olduk. 1997 yılında 80 olan ihracat yaptığımız ülke sayısını bugün 174’e çıkardık. ‘’Alternatif pazarlar’’ stratejimiz sayesinde, hem ihracat rakamlarımızı artırırken hem de pazar çeşitlemesiyle olası krizlerin etkisini hafifletmiş olduk. Bundan sonraki süreçte de Gaziantep ihracat ailesi olarak, ürün çeşitlendirmesine ve dış ticarette yeni rotalar belirlemeye devam edeceğiz.
GAZİANTEP SANAYİSİ ÖZEL SEKTÖR ELİYLE BÜYÜMÜŞTÜR
Memohaber: İlin yatırım teşviklerinden yararlanma durumu hakkında bilgi verir misiniz?
Gaziantep, bugün Türkiye’nin en büyük Organize Sanayi Bölgesine sahiptir. Gaziantep Organize Sanayi Bölgesinde 130 bin kişiye istihdam sağlanmakta, 925 fabrika faaliyet göstermektedir. Beşinci bölgede onlarca tesisin inşaatı da devam etmektedir.
Gaziantepli sanayiciler olarak biz hep kendi bölgemize yatırım yaptık. Kentimiz özel sektör eliyle büyümüş, devlet yatırımları yok denecek kadar azdır. Son çıkarılan Teşvik Yasası ile ilimize gelen yatırımcılar olmuştur, fakat kentimizin yatırımlar açısından cazibe merkezi olmasının asıl sebebi, güçlü bir sanayi altyapısına, girişimci ruha ve yüzyıllara dayanan ticari beceriye sahip olmasından kaynaklanmaktadır.
Bu arada, Gaziantep 2015 yılında toplam sabit yatırım tutarı 1 milyar 588 milyon TL olan 160 adet yatırım teşvik belgesi almıştır. Gaziantep’in Türkiye payına baktığımızda; 2015 yılında toplam yatırım teşvik belgelerindeki payı yüzde 3,29 ve toplam yatırım tutarındaki payı yüzde 1,54 düzeyinde gerçekleşmiştir.
Yorum Yazın