Türkiye’nin, Gaziantep’in içinde bulunduğu ortamı anlatmaya gerek yok sanırım!
Terör saldırılarının, patlama, çatışmaların ardı arkası gelmiyor.
Başımızı yastığa koyuyoruz koymasına da bir de uykuya dalabilsek!
Mümkün mü?
Değil…
İzin vermiyorlar ne yazık ki!
Malum, yaz ayları ve düğün-dernek mevsimindeyiz.
Evet…
Belki bazılarınız bahsedeceğim konu hakkında fikir yürütmeye başladınız bile.
Haklısınız…
Gecenin bir yarısında patlayan ve insanları yataklarından zıplatan havai fişeklerden bahsediyorum.
Benim bizzat yaşadığım olayı anlatmak isterdim ama zaten sizlerin de benzer olayları neredeyse her gün yaşadığınızı tahmin ediyor ve gerek görmüyorum.
Saat gece yarısını çoktan geçmişken, bomba ya da silah sesini aratmayan gürültüyle patlatılan havai fişekler eminim sizleri de yataklarından sıçratmıştır.
Çoluk, çocuk, yaşlı, genç, ihtiyar, hasta düşünmeksizin pervasızca, sorumsuzca, ahlaksızca ve saygısızca gece yarıları havai fişek patlatanlara inanın içimden mutluluk dilemek bir yana ağız dolusu hakaret etmek geliyor.
Nedir bu ahlaksızlık, terbiyesizlik?
Başkalarını tedirgin ve rahatsız ederek, küfür, hakaret işiterek insan nasıl mutlu olabilir ki?
Kaldı ki, toplum başta da söylediğim gibi terör olayları nedeniyle istim üzerindeyken, her gün şehit ve çatışma haberleri gelirken, ellerimiz yüreklerimizdeyken nasıl olur da bu kadar sorumsuz davranılabilir?
‘Cehalet, ahlaksızlık, görgüsüzlük, saygısızlık, şımarıklık’ nedir bunun adı?
Dağ başında yaşamıyorsunuz beyler!
Kentin göbeğinde gecenin bir yarısı yasa, kural tanımadan böyle sorumsuzca davranarak ne geçiyor elinize?
Salonda, bahçede eğlendiniz, oynadığınız, zıpladınız, tepindiniz oldu bitti.
Gece yarısı havai fişek patlatıp, silahları ateşlemek neyin nesi?
Nasıl bir ruh haliniz, nasıl bir kişiliğiniz, nasıl bir zevk anlayışınız var sizlerin?
Zevk mi alıyorsunuz insanlardan küfür, hakaret işitmekten, huzur bozmaktan?
Bu yaptığınızı normal zamanda toplumun bir kısmı belki hoş görebilirdi.
Ancak, ülke olarak normal bir dönemden geçmiyoruz.
Allah aşkınıza biraz saygılı, edepli, düşünceli hepsinden önemlisi sağduyulu olun.
Ne yazık ki bu yazdıklarımdan çok da fazla bir şey anlayabileceğinizi ve üzerinize alınacağınızı zannetmiyorum.
Bunları anlayabilecek zeka, kültür, eğitim seviyesi, kişiliğiniz olsaydı zaten böyle bir yanlışa düşmezdiniz.
O nedenle aslında biraz da Valilik, Emniyet, Çevre İl Müdürlüğü, Belediye veya herkimse sorumluları, denetleyicileri onlara sözüm.
Yakın kardeşim bu saygısızların canını…
Kentin göbeğinde ateşleniyor silahlar, patlatılıyor havai fişekler!
Nerelerdesiniz?
Ne yaparsınız?
Görüp, duymaz mısınız?
Nedir sizi engelleyen, korkutan, bağlayan?
Sokak aralarındaki kahvehanelere, bir kişilik ofislere sigara baskını yapan, işportacı kovalayan, domates, biber, patlıcan, soğan, satan seyyar satıcıya hesap soranlar
Tamam.
İnsanımız eğitimsiz, cahil, saygısız, toplumsal kurallardan bihaber!
Ya siz?
Neden görevinizi yapmıyorsunuz?
Maganda kurşunları can alsın, havai fişekler kalp krizi geçirtsin, hastalar, çocuklar tedirgin olsun!
Evet Olsun…
Görevini hakkıyla yapmayan, denetlemeyen, göz yumanlar.
Bu işten çıkarınız, korkunuz, kaygınız nedir bilmiyorum ama sizlere de içimden sadece helal olsun demek geliyor!
Helal Olsun size helal!
Yorum Yazın