Bir seçim bitti.
Halk tercihini yaptı.
Herkes işine gücüne tekrar döndü.
Ama birkaç gün sonra çokta mutlu olacağını sanmıyorum.
Çünkü koalisyon dönemi başlayabilirse başlayacak, yoksa da erken seçim. Ekonomik dalgalanmalar olabilir.
Türkiye’nin önündeki çözüm bekleyen sorunlar, başta çözüm süreci olmak üzere rafa kalktı. Özellikle dış dünyaya karşı iç sorunlarıyla boğuşan bir Türkiye görüntüsü kaldı. AK Parti dışı koalisyonlarda ise, paralel yapı ile işbirliği yaptığı söylenen geçmiş muhalefet sayesinde paralel yapı devlet içinde daha kolay yapılanacaktır.
Çünkü hepsi göbeğinden Pensilvanya’ya bağlı olduğu söylenmekte.
Tablo maalesef böyle görünüyor.
Şimdi tüm siyasi partiler başta AK Parti olmak üzere şapkasını önüne koyup düşünmeli. CHP dışarıdan bakıldığında sanki birinci parti ve iktidar olmuş gibi seviniyor.
MHP’nin oylarını artırmanın verdiği bir gururu var.
HDP ise barajı geçmenin sarhoşluğu içinde.
AK Parti düşsün de ne olursa olsun durumuna geldik.
Buyurun ne olacak şimdi?
Memleketi mi düşünecekler yoksa kendilerini mi?
AK Parti’li belediyeler, AK partili Cumhurbaşkanı.
AK Parti ile nasıl uyum olacak?
AK parti dışı koalisyon oluştuğunda başaramadıkları her şeyi daha şimdiden Recep Tayyip Erdoğan’a mal edecek gibi.
Cumhurbaşkanı’nı hedef aldılar bile.
AK Parti bundan sonra muhalefette kalmalıdır.
Ancak Türkiye hükümetsiz de kalmamalıdır.
Diyalog yolları açık olmalıdır. Aksi takdirde erken seçim.
Bu belirsizlikler nelere yol açacak Allah bilir. Ancak tüm partilere çağrım şudur ki; Memleket menfaatini kendi menfaatinizin önünde tutun.
HDP CHP’nin marjinal gruplarından ve AK partili muhafazakar Kürtlerden aldıkları şantaj ve tehdit oyları ile barajı geçti.
HDP ‘nin barajı geçmesinin mecliste karşılığı yok.
Bu nedenle 25 ya da 80 milletvekili fark etmiyor. Çünkü taleplerini ileteceği bir güçlü hükümet olmayacak.
MHP, HDP ile koalisyona girer mi?
Girerse AK Parti’den aldığı bu oyu bir daha alamaz.
Özellikle daha önceki yazımda da belirttiğim gibi vatandaş AK partiye bir ders verdi. Ancak tablonun görüntüsü itibari ile “vur dedik diye öldürdü galiba” AK parti neden düşüş gösterdi açıklayalım:
Birinci neden; çözüm süreci riskini üzerine aldı, elini taşın altına koydu. Bu Türkiye’nin bence en olumlu projesi idi. Ancak süreci ne kendi milletvekillerine ne de halka doğru dürüst anlattı.
MHP bunu iyi kullandı, söylemleri ile kafaları karıştırdı. HDP ise zaman zaman tavırları ile MHP’ye katkı sağladı.
İkinci olarak; AK parti’nin değişim hızına halkın ayak uyduramayıp değişimi algılayamaması ya da iyi anlatılamaması.
Üçüncü olarak; tabanın sesine kulak kapatarak milletvekili listelerinin oluşturulmasında ahbap - çavuş ilişkileri ön plana çıktı.
Başta Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Denizli gibi iller olmak üzere çoğu ilde liste sıkıntıları vardı.
Dördüncüsü ise mevcut vekillerin nasıl olsa seçimi kazanırız diye şımarık tavırları ve hizmetteki başarısızlıklarıdır.
Beşinci olarak; Yerelde oyu yüzde 61’den yüzde 46’ ya düşen AK Parti’nin Büyükşehir Belediye Başkanı olan Fatma Şahin’in Asım Güzelbey’in projelerini gerçekleştirme ve şov yapma dışında bir şey yapmamasıdır.
Altıncı olarak; Teşkilattakiler birbirine düştü. Birbirlerinin kuyusunu kazar hale geldiler. Öyle ki teşkilatta olup AK Parti’ye oy vermeyecekler dahi vardı.
Bu altı madde alınacak dersin temel unsurlarıdır. Sizler verilen bu iktidar nimetini bilmezseniz Allah onu elinizden alır ve paraleli de başınıza musallat eder.
Ama daha etken olan birçok faktör de var. Bunu AK Parti‘nin kendisi analiz edecektir. İnşallah düzeltirler.
Bu arada muhalefet partilerine de bir şey söylemeden geçemeyeceğim.
Oy oranları artınca “trafoya ne kedi girdi, ne elektrikler kesildi, ne oylar çöpte bulundu” yaygarası var.
Bu siyasi bir ahlaksızlıktır.
Sonuç olarak;
Türkiye bu zorlu süreci hayırlısı ile inşallah atlatır. Seçim hayırlara vesile olur. Her şerrin arkasında perdelenen bir güzellik vardır.
Yorum Yazın