İş kazalarının % 88’i tehlikeli hareketlerden, %10’u tehlikeli durumlardan, %2’si kaçınılmaz ve sebebi bilinmeyen hareket ve durumlardan kaynaklanmaktadır.
İş kazası ve meslek hastalıklarının büyük bölümü yaklaşık %98 lik kısmı işverenler ve işçiler tarafından iş sağlığı ve iş güvenliği konusundaki mevzuat hükümlerine uyulması ile önlenebilir kazalardır.
Ancak dış etkenler ve kötü rastlantılar nedeniyle işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda hukuki ve teknik tüm gerekler tam olarak yerine getirildiği halde bile yine de iş kazası veya meslek hastalığı gerçekleşebilmektedir ki bu durum mevzuatımızda “kaçınılmazlık” olarak değerlendirilmektedir.
İş Kazalarında Kaçınılmazlık İlkesi;
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 21 inci maddesinde; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır.” Düzenlemesi yer almaktadır. Bu düzenleme çerçeveside; sigortalının (işçinin) iş kazasına maruz kalması veya meslek hastalığına yakalanması halinde, işverenin sorumlu olup olmadığının tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınmaktadır.
Sosyal Sigorta Yönetmeliğinin 45 inci maddesinde kaçınılmazlık aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır. “Kaçınılmazlık, olayın meydana geldiği tarihte geçerli bilimsel ve teknik kurallar gereğince alınacak tüm önlemlere rağmen, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesi durumudur.”
Tanım olarak ise Kaçınılmazlık “…Vuku bulan olaya karşı koyulamazlık hali ve her türlü tedbirin alınmasına rağmen gerçekleşmesi önlenemeyen ve objektif bir kaçınılmazlık durumunun söz konusu olmasıdır..” şeklinde tanımlanmaktadır.
İşveren tarafından alınması gereken tüm önlemler alınmasına rağmen, yine de iş kazası ve meslek hastalığı meydana gelmişse işveren olayın kaçınılmaz olduğunu ileri sürebilecek ve olayda kusurlu sayılmayacaktır.
Ancak olayın meydana gelmesinde işveren tarafından alınması gerektiği halde alınmamış bir tedbir önlem tespit edilirse işveren olayın kaçınılmaz olduğunu ileri süremeyecektir. Bütün bu tanımları dikkate aldığımızda “her umulmadık bir halin kaçınılmazlık olarak nitelenemeyeceği” anlaşılmaktadır.
Kaçınılmazlık olgusunun var olabilmesi için öncelikle tüm ÖNLEM VE TEDBİRLER alınmalıve belgelendirilip ispat edilmelidir buna rağmen beklenmedik olaylar nedeniyle kaza meydana gelmelidir.
Bir başka değişle; “Ummamak, ummayı düşünmemek ve zarar verici olay ile karşılaşmak, kaçınılmazlık olarak değerlendirilemez.
İş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde, işveren tarafından alınması gerektiği halde alınmamış herhangi bir tedbir önlem tespit edilirse, işveren olayın kaçınılmaz olduğunu ileri süremeyecektir.
Günümüz teknolojisinde bir takım olayların sonuçlarının kısmen kaçınılmazlık/kötü rastlantılarla açıklanması, alınabilecek önlemler düşünüldüğünde hemen hemen olanaksızdır. Kaçınılmazlık/kötü rastlantı olarak adlandırılan olguların birçoğunun temelinde insan yanılgısı, savsamaları, Dikkat, Özen ve tedbir eksikliği bulunduğu bir gerçektir. Unutulmamalıdır ki; Her çalışan, zararlı sonuçların önlenmesi için durum ve koşulların kendisine yüklediği özen ve dikkat yükümünü çalışma sırasında göstermek zorundadır.
Öngörülebilir ve önlenebilir sonuçlar karşısında kaçınılmazlık/kötü rastlantı yönünde değerlendirme yapılamaz.
Buna karşın; İşveren tarafından, hangi önlem alınırsa alınsın, ne kadar dikkat ya da çaba sarf edilirse edilsin önüne geçilebilmesi mümkün olmayan olaylar da vardır ve bunların başında en belirgin olarak tabiat doğa olayları gelmektedir.
Mücbir sebep ile kaçınılmazlığı birbirine karıştırmamak gerekmektedir. Mücbir sebep; “Genel bir davranış normunun veya borcun ihlaline mutlak ve kaçınılmaz bir şekilde yol açan öngörülemez, karşı konulamaz ve dışarıdan gelen olağanüstü bir olay “ olarak tanımlanır.
Mücbir sebep çoğunlukla
Yıldırım düşmesi,
Kasırga,
Deprem,
Sel gibi bir doğa olayı olabileceği gibi bazen
Savaş,
Genel grev,
Askeri darbe gibi beşeri ya da sosyal bir olay,
Hatta ithal yasağı,
Kamulaştırma gibi hukuki bir olay da olabilir.
Mücbir sebep; Hayatın olağan akışı dışındaki olaylardır.
Kaçınılmazlık; Hayatın olağan akışı içerisinde meydana gelebilecek tesadüfi durumlardır.
Mücbir sebep ile kaçınılmazlığın sorumluluk açısından farkı ise; Mücbir sebepte işverenin sorumlu olmaması, buna rağmen kaçınılmazlıkta hakkaniyet gereğince işverenin sorumluluğunun söz konusu olabilmesidir. Ancak, iş kazalarının tümüyle kaçınılmaz olduğu durumlarda işverenin sorumluluğundan söz edilememektedir. Çünkü mevzuat gereği alınması gereken tüm önlemler alınmış olmasına rağmen, önlenmesi mümkün olmayan bir durum söz konusudur.
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu Kapsamında İşverenin Yükümlülüklerinden biri de İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; Mesleki risklerin önlenmesi, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbirin alınması, organizasyonun yapılması, gerekli araç ve gereçlerin sağlanması, sağlık ve güvenlik tedbirlerinin değişen şartlara uygun hale getirilmesi ve mevcut durumun iyileştirilmesi için çalışmalar yapar.
6331 Sayılı Yasa ve ilgili mevzuat uyarınca, işverenler işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmakla yükümlüdür. Hatta mevzuatta yer almamış olsa bile işveren, işçi sağlığı ve iş güvenliği yönünden günümüz bilim ve teknolojisinin gerekli gördüğü her türlü önlemi almak zorundadır. Buna karşın çalışanlarda işyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemekle yükümlüdürler. Çalışanlar her şeyden önce yaptığı işini aksatmamak, işyerinin ve çalışan diğer işçilerin sağlığını, yaşamlarını ve iş güvenliğini tehlikeye düşürmemek çalışırken taksirli eylemlerden kaçınarak iş sağlığı ve güvenliği hakkındaki usul ve koşullara uymakla yükümlüdürler. Aski halde İşçinin iş güvenliğini kusurlu davranışlarıyla tehlikeye düşürmesi halinde, İş K. m. 25/II-ı uyarınca işverenin fesih hakkı doğacaktır.
Kaçınılmazlık sebebiyle bir iş kazası veya meslek hastalığı meydana gelmişse bu takdirde işverenin mevzuat gereği almakla yükümlü olduğu Tüm ÖNLEM VE TEDBİRLER alınır ispat edilmesi durumunda artık sorumlu olmayacaktır, çünkü tüm önlemlere rağmen önlenmesi mümkün olmayan bir durum söz konusu olduğundan işveren sorumlu olmayacaktır. Nitekim iş kazasında kaçınılmazlıktan söz edilebilmesi için İş Sağlığı ve Güvenliği Mevzuatına göre işverenin, işyerinde çağın ve teknolojinin gerektirdiği önlemleri almasına rağmen iş kazasının meydana gelmiş olması gerektiği Yargıtay kararlarında da belirlenmiştir.
Yorum Yazın