Halkın ve bazı uluslararası kuruluşların desteğini arakasına alan Türkiye, ilk defa üç terör örgütüne aynı zamanlama ile operasyon üstüne operasyon yapıyor. Dışarda PKK ve IŞİD, içer de yine PKK ve DHKP-C.
Ancak bu durumun bütün taraflar için sürüdürebilirliği yoktur. Özellikle PKK ile sonuç, yine siyasal zeminde alınacaktır. Son üç yıldır çözüm süreci çerçevesinde belli bir noktaya gelinmesine ve artık yokuş aşağı gidilecek dönemece gelinmesine rağmen emperyalist güçler ve iç düşmanlar, Türkiyedeki bazı siyasetçilere baskı yaparak, AK Parti’nin önünü tıkamaya çalışarak çözüm sürecine müdahele etmiştir. Çözüm sürecinin gerçekleşmesi batının işine gelmez. Çünkü hem PKK hem DHKP-C Türkiyenin yeni Osmanlı vizyonunun gerçekleşmesini engellemek , ekonomisinin çökmesini sağlamak ve siyesetini yönlendirmek için kurulmuş birer terörist taşeron kuruluşlardır. Şimdi asimetrik savaş olarak tanımladığımız bu yöntem de, artık askeri operasyonlara veya işgale gerek kalmadan terörist taşeronlar aracılığı ile savaşlar yürütülmektedir.
Türkiye bu savaşa karşı kendini korumak ve mevcudiyetini devam ettirmek için meşru müdaafasını çeşitli yöntemlerle denedi. Şimdi fabrika ayarlarına geri mi döndük? Hayır, birçok konuda mesafeler katedildi, ancak PKK ve HDP verilen bu imkanları değerlendiremedi ve gurura kapıldı. Sayın Cumhurbaşkanımız “gitsinler kimle görüşürse görüşsünler “ diyor ama HDP’nin böyle bir gücü yok ki. Nitekim şimdiye kadar da bunu kanıtladılar. “kandil bizim sözümüzü dinlemez” diyor. Biz kendimiz HDP’ye kaldıramayacağı bir misyon yüklüyoruz. HDP’nin omurgası PKK’dır. Kendisi dahi PKK ile aynı düşünür. Dolayısı ile HDP’nin yaptığı sadece silaha siyaset kılıfı sarıp mecliste de boy göstermektir. HDP hiç PKK yı kınanamamıştır ve bir çağrı ile kitleleri sokağa taşıyabilmektedir. Eğer kürt kardeşlerimiz bir de devletten ve hizmetlerinden memnun olmasa isyan noktasına da varabilir durum. Dolaysıı ile HDP, PKK gücünü arkasına alarak siyaset yürütmeye kalkıyor. Şu ana kadar demokratikleşme başlığı altında elde ettikleri kazanımlar var. Sayın Başbakanımız” parti kapatmaya karşıyız” diyor. Diğer taraftan 2 yıldır silah bırakma açıklamaları veya temennileri var. Peki o zaman sorararım size, siyaseten kazanımlarınız, sosyal ve kültürel kazanımlarınız tehdit altında değilse ve bunları terör sayesinde kazandiğınıza HDP ve PKK gibi inanıyorsanız neden silah bırakacaksınız, teröre devam edersiniz ki daha fazla kazanımlarınız olsun. İşte hükümette olaya bu açıdan bakıp durumu çözmeye çalışmalı tedbirler almalıdır. Gerekirse teröre destek veren partiyi de kapatabilmelisin ve mutlaka bir karşılığı olmalıdır. Çünkü sen sadece PKK ile değil dış düşmanlar ile de savaş halindesin.
PKK eski PKK değil. Bu son üç yıl içinde hem şehir yapılanmasıyla, suikast timlerinin oluşturulması, dağdaki yapılanması ve uluslararası yapılanmasındaki yenilenme ile eski PKK değil. Yine arkalarındaki yabancı devletlerin ve içerdeki doğan medyasının ve paralellerin meşrulaştırmaya çalıştığı bir PKK var karşımızda. Yine bunu destekleyen işaretlerden biri, Almanların ve İngilizlerin “IŞİD’e tamam ama neden PKK ya saldırıyorsunuz” gibi tehdit kokan söylemleri var. Tedbirler buna göre alınmalı. Maskeli molotofçulara direk ateş açılabilmeli (belki o zaman dirisine sahip çıkamayanlar ölüsüne sahip çıkar), yani yeni iç güvenlik yasası (MHP CHP HDP buna karşı oy kullanmışlardı) hemen uygulanmalıdır. Bunun yanında Irak ve Suriye tarafında güvenli bölge oluşturulup birçok kimsenin hesabı bertaraf edilmelidir.
BBC’den Gardner bu operasyonların amacının AK Parti’nin milliyetçi oyları hedefliyor olması diyor. Ne yazık ki cemaat ve yandaşları da aynı argümanı kullanıyor. Yuh ve el insaf! Bu mantıkla Dıyarbakır patlamasını , Suruç olayını vs hükümet yaptı diyeceksiniz. Ancak hevesiniz kursağınızda kaldı ve onları PKK nın yaptığı ortaya çıktı. Düşman içte ve dışta Türkiye’yi boğmaya çalışıyor. Allah devlete zeval vermesin, ordumuza ve polisimize muaffakiyetler ihsan etsin. Ancak yine belirtelim ki çözüm süreci bu HDP ile bitmiş gözüküyor. Daha yetkili, sözünü PKK üzerinde yürütecek bir HDP veya aracı her ne ise devreye girmelidir. Yoksa devletin gücünü böyle sınayarak bir yere varamazlar. Sonra ellerindeki de gider. Benden söylemesi.
Yorum Yazın