Bu yazı evlatlıktan reddetme için yazdığımız bir teşvik yazısı değildir. Baştan uyaralım da sonra tepki falan çekmeyelim. Son zamanlarda ister inanın ister inanmayın çok soru aldığımız konulardan birisi de evlatlıktan reddetme mevzusu. Kimi anneler ve babalar hızını alamayıp nüfusumdan da sildirmek istiyorum diyorlar ki orada dur diyoruz. Nüfusundan sildirme diye bir şey olmaz. Bu maddi bir gerçekliktir ve neticede sizden olma çocuğunuzun nüfustan silinmesi diye bir işlem yoktur.
Evlat insanı rezil de ediyor vezir de. Dünyada hayırlı evlattan daha büyük bir nimet yok. Hayırsız evlattan daha büyük bir imtihan da yok. İşler dönüp dolaşıp kangren haline geldiyse ve artık kesip atmak bir nevi cezalandırmak çin evlatlıktan reddetme müessesini kullanmak bir seçenek. Elbette bu son seçenek ve son çare olmalıdır. Aman hemen her olaya gaza gelmeyelim.
Türk hukuk sisteminde ebeveynlere çocuklarını evlatlıktan reddetme hakkı tanınmamıştır. Anne ya da baba, çocuğunu “evlat” olarak görmeyip evlatlıktan “manen” reddedebilir. Ancak, bu evlatlıktan ret eyleminin hukukî bir karşılığı bulunmamaktadır. Evlatlıktan ret kanunen düzenlenmiş ve uygulanabilirliği olan hukuki bir müessese değildir. Teknik ve teorik olarak evlatlıktan ret değil mirastan ret (ıskat) vardır. Halk arasında “mirasçılıktan çıkarma” eylemi, “evlatlıktan ret” olarak algılanmaktadır.
Evlatlıktan Red Davasının Şartları Nelerdir?
Miras bırakanın vefatından önce evlatlıktan red yani mirasçılıktan çıkarılma davası açabilmesi için bazı şartlar gerekmektedir. Evlatlıktan red davası şartları; Miras bırakana ve diğer mirasçılara karşı saklı pay sahibinin aile yükümlülüklerini yerine getirmemesi; aile yükümlülüklerine tüm aile bireyleri hatta mirasa hak sahibi olanlar uymak zorundadır.
Mirasçılardan herhangi birinin miras bırakacak kişiye ve aileye karşı ilgisiz olması, bakımını yerine getirmemesi, gereksiz tıbbi müşahedede bulunması, ailenin onurunu davranışlarıyla zedelemesi gibi hallerde mirasçılıktan yoksu bırakma davası açılabilmektedir. Mirasçının miras bırakana veya diğer aile bireylerine karşı ağır suç işlemesi; ağır suç kavramı medeni kanunda belirtilmiş olup ailenin toplumdaki konumu, işlenen fiilin ağırlığı gibi durumlar gözetilerek hakimin takdirine bırakılmıştır.
Yukarıdaki durumların mahkemeye sunulacak dava dilekçesinde açıklanması ile dava açılmakta ve mahkemede haklı sebep ispat edilerek evlatlıktan red kararı aldırılmaktadır. Bu karar sonucunda mirasçı tenkis davası açamamakta ve saklı pay miras hakkını kaybetmektedir.
Evlatlıktan Reddetmenin Sonuçları
Mirasçılıktan çıkarılan kimse mirasa ilişkin haklarını kaybetmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 511. maddesi bunu, “mirastan çıkarılan kimse mirastan pay alamadığı gibi tenkis davası da açamaz” şeklinde ifade etmiştir. Miras bırakan saklı paylı mirasçısını payının tamamı için ıskat edebileceği gibi mirasın bir kısmı üzerinde de yapabilmektedir.
Mirasçılıktan çıkarılma sonucu miras hakkını kaybeden kimse miras bırakandan önce ölmüş gibi muamele görür. Miras bırakan başka türlü tasarrufta bulunmadıkça, mirastan çıkarılan kimsenin yasal payı, mirasçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu (çocuğu) varsa o kimselere şayet yoksa miras bırakanın yasal mirasçılarına kalmaktadır. Mirasçılıktan çıkarılan kimsenin altsoyu, o kimse miras bırakandan önce ölmüş gibi saklı payını isteyebilir.
Evlatlıktan Reddedilmeye İtiraz Edilebilir Mi?
Evlatlıktan reddedilme itirazı, evladın haklarından biridir. Çünkü bazı durumlarda ebeveynler, menfaat uğruna ya da haksız yere evlatlarını mirastan çıkarmak istemektedir. Bu durumda evlat, duruma itiraz edebilir. Ancak bunu mirasçılıktan çıkarma davasında yapması gerekir.
Türk Medeni Kanunu gereği dava sonuçlandıktan sonra itirazda bulunamaz ve tenkis davası açamaz. Dolayısıyla evlat, mahkeme süresince kendini ispatlayacak deliller sunmalı ve itirazını anlaşılır bir şekilde dile getirmelidir. Bu şekilde dava iptal edilebilir. Evladın altsoyu da saklı payını almak için itirazda bulunabilir.
Mirasçılıktan Çıkarmanın İptali Nedir?
Miras bırakan saklı pay mirasçısını, mirasçılıktan çıkarmak için ölüme bağlı tasarruf yapmışsa da bu tasarruf iptalden muaf değildir. Mirasçılıktan çıkarma, yasanın ölüme bağlı tasarruf için aradığı şartları taşımadan ya da yanılma, aldatma, korkutma, zorlama sonucunda yapılmışsa, tasarrufun içeriği bağlandığı koşullar ya da yüklemeler hukuka veya ahlaka aykırıysa aynı zamanda miras bırakan tasarrufun yapılması esnasında ehliyetsiz ise bu ıskatın iptali istenebilir.
Keza miras bırakanın açık yanılgısı da ölüme bağlı tasarrufun iptaline sebebiyet verir. Bu halde ölüme bağlı tasarruf mahkeme kararı ile hükümsüz hale geleceğinden çıkarma tasarrufu da bununla birlikte hüküm ve kıymetini kaybeder. İptal kararı ile mirasçı, mirasçılıktan hiç çıkarılmamış gibi miras payını alır.
Bu açıdan iptal kararı geçmişe etki eder. Mirasçılıktan çıkarmanın iptali dava edildiğinde ıskat sebeplerinin doğru olduğunun ispat yükü ıskattan yararlanan davalı mirasçıya aittir. Bu sebeple ölüme bağlı tasarrufta ıskat sebebinin açıkça ve delilleriyle birlikte açıklanması gerekir.
Miras Bırakanın Affı
Miras bırakan mirasçısını mirasçılıktan çıkardıktan sonraki süreçte affetmiş olabilir. Af, kendiliğinden ölüme bağlı tasarrufu hükümsüz hale getirmez ancak miras bırakan iradesini başka bir ölüme bağlı tasarrufla açıklarsa bu durum mirasçılıktan çıkarmayı hükümsüz hale getirir.
Miras bırakanın bunun dışındaki affa yönelik davranışları hukuki sonuç doğurmaz. Mirasçılıktan çıkarma tasarrufundan vazgeçen miras bırakan daha sonra aynı sebebe dayanarak mirasçıyı mirastan çıkaramaz.
Bizden önemli tavsiye; bu işler son çare olarak düşünülebilir. Her kırgınlıkta veya affedilebilir hatalarda hemen bu yollara tevessül etmemek gerekir. Aile bağı zedelense de tamirine gayret edilmeli, koparılmamalı. Evlatlara da tavsiye; ana babanıza haksızlık ederseniz evladınızdan aynı haksızlığı hatta daha büyüğünü görürsünüz net. Faydalı olması dileğiyle. Saygılarımla.
Yorum Yazın