Beyoğlu’nda geçenlerde eşcinsellerin, sözüm ona onur yürüyüşü vardı. Önlerinde HDP ve CHP milletvekilleri de destek veriyordu. Şimdi tabloya bakalım. Bu sapkınların hak ve özgürlüğü için destek veren siyasiler, arkasında sapıklar, dinime sataşmalar ve tebessüm eden, kızan veya normal gören toplumun bazı bireyleri. Acaba hangisi normal? Toplum mu sapıklarmı? İç içe girmiş, toplumsal değerlerimiz çiğnenmiş ve en kötüsü bunları normal gören kanıksamış bir toplumsal anlayış.
Eşcinsellik bir ruhsal hastalıktır. Cinsel farklılığını algılamadaki bozukluklar veya kişilik yarılmaları bu tür sapkınlığa yol açabilir. Dolayısı ile hasta olan bu insanların ancak bundan doğan hasta hakları olabilir. Toplumun değer yargılarını, örf ve adetini gözardı eden hak talepleri olamaz, olmamalıdır da.
Allah erkeği kadına, kadına da erkeği eş olarak yarattı ve insan neslinin sağlıklı devamı için de bu gerekli. Bunun dışındaki her türlü ilişki sapkınlık ve hastalıktır. Fıtratın ve yaradılış gayesinin dışına çıkmaktır.
Zeki Müren, Bülent Ersoy Fatih ürek gibi şahsiyetler toplumda sevilen, dinlenen kıymet verilen, sanatlarının icratından zevk alınan kimselerdi. Hepsini para verip dinledik, hayat tarzları toplum tarafından kanıksandı, normal kabul edilir hale geldi. Sapkınlığa açılan kapı bu isimlerle sınırlı değil tabi. Bu isimler müşahhas örneklerdir. Dallas’taki enritikalar, öpüşme sahnelerinden daha fazlası şu an hayatımızda normal gelmeye başladı. Bu bizmiyiz? Hani nerede diriliş Ertuğrul, hani nerede benim atam, dinim, anam, babam? Kapı böyle açılınca da göstermiş olduğumuz hoşgörü, tolerans veya duyarsızlık ne derseniz deyin, bir virus gibi yayıldı ve artık aleniyet arz etmeye başladı. Yani eşcinsellere toplum başta gereken ölçülü tepkiyi koymazsa şimdi olduğu gibi yürüyüşte yapar, dinine de küfür eder ve hatta bazılarının idolü haline dahi gelebilir. Bu gibi olaylarda kobani, gezi, berkay ve en son bu olayda olduğu gibi sonuç alıcı müdahalede geç kalınıyor. Bunun sonucunda ise toplumun faklı kesimleri arasında kin, düşmanlık ve gerilim artıyor. Birisi diyorki “bu eşcinselleri yakmalı”. Düşüne biliyormusunuz böyle bir şeyin söylenmesi kadar kötü bir şey olabilir mi? Toplumda faklı gruplar olabilir. Ancak bu grupların çatışma noktasına gelmemeleri lazım ve çatışmanın da önlenmesi gerekir. Buna devletin izin vermemesi, gerekli sosyal, siyasal ve güvenlik tedbirlerini kendi toplumsal yapımıza uygun olarak almalıdır. Bizim en kısa sürede örf,adet ve geleneklerimize uygun yeni bir anayasaya ve uygulamalara ihtiyacımız var.
Toplum sapkınlığa karşı sağlam bir duruş göstermeli, aksi takdirde virus misali kendine yayılacak alan bulur. Fakat ne yazık ki eşcinsellere gösterilen ilgi, nefret, kızgınlık, övgü her ne ise; bugün, ne o siyasetçiler ne de” o nur” sahibi olmayanlar tarafından Doğu Türkistana gösterilmiyor. Bu son olayda “hepimiz eşcinseliz” demeye az kaldı. Varmı böyle birşey.... .
Tüm bu sorunların üstesinden gelmek için de sağlıklı, yapımıza uygun bir eğitimden geçmiş, ilim- irfan sahibi, gelenek , görenek ve örflerine bağlı yeni bir toplumsal anlayışa muhtacız ve böyle nesiller yetiştirmeye de mecburuz.
Sonuç olarak eşcinsellik parayla pulla değil.
Yorum Yazın