84 milyon yurttaşımız her türlü zorlukta devletinin yanında olmalıdır. Ancak devletin yanında olmak ile iktidarın yanında olmak başka bir şeydir. İktidar bir tercih meselesidir ve herkes kendine yakın hissettiği ve inandığı siyasi partiyi tercih ederek oy kullanır. Bu iki kavramı birbirinden ayırmamız gerekmektedir.
Türkiye ekonomisi 1980 sonrası en hareketli günlerini yaşıyor. Döviz kuru aldı başını gidiyor ve hükümet sadece seyrediyor. 1994, 2001, 2008 krizlerinde bile bu kadar vurdum duymazlık olmamıştı. 1994 yılında 5 Nisanda açıklanan paket milleti perişan etmişti, aynı olay 2001 yılında Cumhurbaşkanının başbakana kitap atmasıyla yaşanmıştı. 2002 yılında iktidara gelen AK Parti ise 2008 krizinin vatandaşa etkisini en aza indirmeyi başarmıştı. Ancak son üç yıldır ülkede yaşanan ekonomik kriz gittikçe derinleşiyor ve iktidar da sadece seyredebiliyor. Ekonomik krizlerin bedellerini iktidarlar koltuklarından inerek bedel ödemişlerdir. 2018 yılında sistem değişikliği ile başlayan ekonomik kriz 2020 yılında pandemi ile devam etti ve 2021 yılında içinden çıkılmaz bir hal aldı. Gerekli tedbirleri almayan iktidar ve ortağı milleti fakirliğe taşımaktadır. Dün aldığınız bir ürünü hemen sabahına aynı fiyattan alamaz bir duruma geldik. Peki bu durumdan sadece iktidar mı sorumlu, tabiî ki hayır, vatandaş olarak hepimiz sorumluyuz. Çünkü tercih yaparken kötünün içinden iyiyi değil en iyiyi bularak seçmeliyiz.
Hammadde de dışa bağımlı olan ekonomimiz en hafif kur dalgalanmasıyla birlikte ZAM görmektedir. Hatta ilk zammı hükümet tarafından akaryakıt ürünlerine yapılarak gösterilir. Zam furyası bununla başlar ve A’dan Z’ye her ürüne zam gelmesiyle sonuçlanır. Zamlar sonrasında vatandaşların alım gücü düştüğü için ekonomi daralacağından ve ürünler pahalı olduğu için yüksek enflasyon başlayacaktır. Yüksek enflasyon, yüksek fiyat, yüksek kur, yüksek faiz döngüsünden kurtulamayan yurttaşlarımız iflaslarla karşı karşıya kalacaktır. Rabbim bu süreçte yurttaşlarımızın yardımcısı olsun, benim işim iyi param var deyip kimse bu sıkıntılar bana değmez demesin, Allah korusun ürün kıtlığı yaşanırsa o vakit ekmek bulunamaz bir duruma geliriz. Yapılan zamlarla her kesim etkilenecektir, fabrikatör bile büyük sorunlar yaşayabilir. İşçisi geçinemeyen sanayici işçi bulmada problemler yaşayacak, işçiden gereken verimi alamayacaktır.
Yorum Yazın