
Özel Deva Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzm. Dr. Zühal Akdağ, çoğunlukla akciğerlerde ortaya çıkan ve vücut direncinin düşmesi gibi çeşitli sebeplerden dolayı ölüme neden olabilen tüberküloz mikrobu hakkında bilgi verdi.
Özel Deva Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzm. Dr. Zühal Akdağ, çoğunlukla akciğerlerde ortaya çıkan ve vücut direncinin düşmesi gibi çeşitli sebeplerden dolayı ölüme neden olabilen tüberküloz mikrobu hakkında bilgi verdi.
Vücudumuza giren tüberküloz mikroplarının çeşitli nedenlerle aktifleşip çoğalmaya başladığında tüberküloz hastalığını ortaya çıkardığını dile getiren Dr. Akdağ, "Tüberküloz hastalığı, en çok akciğerleri tutar. Hastalığın tuttuğu diğer organlar, akciğer zarları, lenf bezleri, kemikler, böbrekler, beyin zarlarıdır. Vücudun bütün organlarında hastalık yapabilir. Hastalanan organlarda ağır bir iltihap olur, erimeler görülebilir. Organların çalışması bozulur" dedi.
Tüberküloz Hastalığının Belirtileri Nelerdir?
Tüberküloz hastalığının genellikle sessiz başlangıç gösterdiğini belirten Dr. Akdağ, "Belirtiler genellikle hafif başlar ve yavaş yavaş ilerler. Bu nedenle, birçok hasta doktora başvurmakta gecikir. Özellikle 5 yaş altındaki çocuklarda tüberküloz mikrobunu aldıktan sonra hastalık geliştirme riski erişkinlere göre çok daha yüksektir. İki haftadan uzun süren öksürük, balgam çıkarma, ateş, gece terlemeleri, göğüs ağrıları, iştahsızlık, zayıflama(kilo kaybı), halsizlik, yorgunluk, kan tükürme gibi belirtilerin görüldüğü kişiler vakit kaybetmeden bir uzmana görünmesi gerekir” dedi.
Tüberküloz Nasıl Bulaşır?
Tüberküloz hastalığını yalnızca aktif tüberküloz bulunan kişilerin bulaştırabileceğini söyleyen Dr. Akdağ, "İnsandan insana havayolu ile bulaşan tüberküloz mikrobunun en önemli kaynağı, tedavi görmemiş akciğer tüberkülozlu hastalardır. Bu hastaların öksürmesi, hapşırması veya konuşması ile mikroplar havaya saçılır. Sağlıklı kişiler bu mikropları solunum yolu ile alırlar ve enfeksiyona yakalanırlar. Hastalık solunan mikrobun sayısına,hastalık yapma gücüne, kişinin direncine, bağışıklık sisteminin kuvvetine göre farklılık gösterir. Hasta ile yakın ve uzun süreli teması olan kişilere bulaşma riski fazladır. Bunlar; aile bireyleri, aynı evi paylaştığı arkadaşları, işyeri arkadaşları olabilir. Tedavi başlandıktan sonra bulaşma hızla sona erer. Çatal, kaşık, tabak, bardak, giysi gibi nesnelerle, kan ile bulaşma olmaz. Özellikle; 0-5 yaş arasındaki çocuklar, 65 yaş üzerindekiler, uzun süreli kortizon tedavisi alanlar, kanser hastaları, bağışıklık sisteminde problem olanlar, akciğer, kalp, karaciğer, böbrek ve AIDS gibi kronik hastalıkları olanlar, sosyo-ekonomik düzeyi düşük olanlar, kalabalık ortamlarda yaşayanlar, sigara, alkol ve uyuşturucu kullananlar, yetersiz beslenme, toplu yaşanan yurt, hastane, cezaevi gibi yerlerde kalanlar, hasta kişiyle aynı evde yaşamış veya uzun süreli temasta bulunmuş olanlar, hastalığın yaygın olduğu ülkelere gidenler, bağışıklık sistemini zayıflatan kanser gibi hastalıklara yakalananlar, tüberküloz hastalığına yakalanma riski taşırlar” dedi.
Tedavi ve Korunma Yöntemleri
Tüberküloz hastalığının, önlenebilen, tedavi edilip iyileştirilebilen, toplumsal açıdan önemli bir hastalık olduğunu vurgulayan Dr. Akdağ, “Tüberküloz hastalığı uygun ilaç tedavisi ile iyileşebilen bir hastalıktır. Tedavide birden fazla ilacın düzenli ve yeterli süre birlikte alınması gerekmektedir. İlaçlarını önerilen şekilde aksatmadan, yeterli sürede içen hastaların hemen hepsi başarıyla tedavi edilir. Tedavi en az 6 ay olmak üzere hastanın durumuna göre 9, 12 hatta 24 aya kadar uzatılabilir. Düzensiz ya da eksik yapılan tedavi ilaç direncine yol açarak, hastalığın tedavisini güçleştirir. Tüberkülozdan korunma yöntemlerinin başında,hastaların erken tanısı, hızlı, etkin biçimde tedavisi ve hasta kişiden sağlam kişiye bulaşma yollarının engellenmesi gelir. Düzenli yaşam, sigara, alkol, madde bağımlılığının bırakılması, temizliğe önem vermek, yeterli ve dengeli beslenme, düzenli egzersiz hastalığın kontrol altına alınması ya da başlamaması için önemlidir. Ayrıca tüberküloza karşı koruyucu özelliği olan BCG aşınızı yaptırılmalıdır. İlk 2 ay birinci aşı, 7 yaşında ikinci aşı, lise döneminde ya da erkeklerin askerlik döneminde de üçüncü aşı yapılabilir” şeklinde açıklama yaptı.
Yorum Yazın