Yılmazkaya, kamyon, TIR ve otobüs sürücüleri için kanun teklifi verdi!

Uzun yol yapan TIR ve otobüs sürücülerinde kalp damar hastalıkları, mide-bağırsak rahatsızlıkları ve kas iskelet sistemi problemleri gibi birçok hastalığın ortaya çıkma riskinin diğer mesleklere göre daha yüksek olduğunu gerekçe gösteren Yılmazkaya, şehirlerarası ve uluslararası kamyon, TIR ve otobüs sürücülerinin yıpranma payı için 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununda değişiklik yapılmasına ilişkin verdiği kanun teklinde şu gerekçelere yer verdi;

“Teknolojinin gelişmesi, insan nüfusunun hızla artması, şehirlerin büyümesi sonucu ticaretin ve ulaşımın bir araç kullanmadan yapılması imkansız bir hal almıştır. Tüketimle birlikte aratan ticaret döngüsü yerel ve ulusal ölçekte lojistik sektörü üzerinden yapılan bir sistem olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Yük ve yolcu ulaştırma hizmetlerinin etkin, verimli, ekonomik ve emniyetli bir şekilde sağlanması için bu meslek grubunun önündeki engellerin kaldırılması ve sorunlarının çözülmesi gereklilik arz etmektedir.  

Mal ve insan taşımacılığı döngüsünün devamlılığını sağlayan meslek gurubunda olan TIR ve otobüs şoförleri emek yoğun bir iş kolunda bulunmaktadır” ifadelerine yer verdi. 

Diğer Partilerde Destek Vermeli!

Şoförlerin ve sendikaların bu kanun teklifine sahip çıkmaları gerektiğini vurgulayan Yılmazkaya, “Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu kanunun çıkmasını desteklesekte sendikaların ve diğer partilerinde bu sürece sahip çıkması gerekmektedir” ifadelerine yer verdi.  

Yılmazkaya, “Yapılan araştırmalarda diğer meslek gruplarına göre bel ağrısı görülme sıklığı değerlendirildiğinde en yüksek oran ağır sanayi işçileri ile kamyon, TIR ve otobüs şoförlerinde gözlenmiştir.

Uluslararası taşımacılık yapan TIR şoförleri ülkemizin iyi gününde de kötü gününde de çalışmalarına aksatmadan devam eden, ekonominin ayakta kalması için dış ticaretin bel kemiği olarak çalışan bir meslek grubudur. 

TIR ve otobüs sürücülerinin çalışma koşulları, yolcu sayısı, yolların yapısı, yoğun trafik, düzensiz uyku, kötü beslenme ve insanların eğitim seviyeleri gibi nedenler bu sürücüleri direkt olarak etkileyen ana unsurlardandır. Bu kötü koşullar günlerce direksiyon başında ailelerinde uzak yabancı ülkelere giden şoförleri ciddi biçimde etkilemektedir.

Özellikle son dönemlerde hükümetin uyguladığı yanlış dış politika nedeniyle sorunlar yaşadığımız komşularımızla olan sınır kapılarındaki uzun kuyrukların haftalarca sürmesi hem maddi-manevi hem de psikolojik olarak sürücüleri yıpratmaktadır” dedi.

Uzun Yol Şoförlerinde Kalp Damar Hastalıkları, Mide-Bağırsak Rahatsızlıkları Çıkmaktadır! 

Aynı zamanda kalp damar cerrahı olan Yılmazkaya, konuyu şoförlerin sağlığı açısından değerlendirdi. 

Yılmazkaya, “Uzun yol yapan TIR ve otobüs sürücülerinde kalp damar hastalıkları, mide-bağırsak rahatsızlıkları ve kas iskelet sistemi problemleri gibi birçok hastalığın ortaya çıkma riskinin diğer mesleklere göre daha yüksek olduğunu kanıtlayan araştırmalar mevcuttur.

Bu meslek grubundaki sürücülerde kas-iskelet problemlerinin yaşla paralel olarak artış gösterdiği de yapılan çalışmalarda görülmektedir. Bu hastalıkların dışında; post-travmatik stres bozuklukları, depresyon, sigara ve uyuşturucu kullanımı açısından da risk altında oldukları göz ardı edilemez.

Uzun yol yapan TIR ve otobüs sürücülerinin işleri ile ilgili şikayetlerinin başında; yetersiz dinlenme, hareket saatlerinin düzensizliği, günlerce süren yolculuk mesaileri, ailelerinden uzak kalmaları, trafik yoğunluğu, gümrük kapılarındaki uzun bekleyiş ve iş saatlerindeki düzensizlikler gelmektedir.

Bu kanun teklifi ile pek çok meslek grubu için uygulanmakta olan fiili hizmet süresi zammı kapsamına kamyon, TIR ve otobüs sürücülerinin de alınarak, hayatının büyük bir bölümünü uzun yollarda geçiren bu sürücülere uygulanması amaçlanmaktadır. 

Bu çerçevede kanun teklifi ile fiili hizmet süresi zammı uygulaması kamyon, TIR ve otobüs şoförleri içinde getirilmek suretiyle hem söz konusu meslek grubunun ağır çalışma koşulları dikkate alınmakta hem de mevcut Hükümet tarafından bugüne kadar verilen ancak yerine getirilmeyen sözlerin gereği hayata geçirilmektedir” ifadelerini kullandı.