Kanevetçi: Mimari yapılara kimlik kazandırıyoruz

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Kanevetçi: Mimari yapılara kimlik kazandırıyoruz
Abone ol
Gaziantep’te ve şehir dışında yaptığı birçok önemli mimari eserle mimari tasarımlarda fark yaratan Mimar Bora Kanevetçi, mimari tasarım anlayışını ve mimarlık mesleğinin öncelikli sorunlarını okurlarımız için değerlendirdi.

Eserlerinde insana değer vererek yaşam alanlarının rahatlığına önem vererek tasarımlar gerçekleştirdiğini söyleyen Kanevetçi, “Mimari tasarımlarında temel felsefem yapıların fonksiyonelliğidir” dedi.

MİMAR BORA KANEVETÇİ KİMDİR?

Mimar Bora Kanevetçi hakkında kısa bilgi vererek özgeçmişinden bahseden Kanevetçi, “1971 yılında Gaziantep’te doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Gaziantep’te tamamladım. 1992 yılında İstanbul Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldum. 1994 yılından beri de aktif olarak kendi ofisimizde mimarlık yapıyorum. 1992 ile 1994 yılları arasında da Pergeus’un tarihi kazılarında bulundum” ifadelerine yer verdi.

TEMEL FELSEFEMİZ FONKSİYONELLİK

  Mimarlık insanoğlunun varoluşuyla birlikte keşfettiği ve eyleme geçirdiği bir sanat dalıdır.    İnsan barınmak zorundadır. Boşlukta yaşayamaz. İlk insanlar barınma ihtiyacını doğanın kendisine sunduğu kadarıyla yetinerek karşılamıştır. Ve insan; kendisini ve çevresini keşfetmeye devam ettikçe yetinmeyi bırakarak, kendi ihtiyaçları doğrultusunda barınma olanaklarını geliştirmeye devam etmiştir. Bunu yaparken de ihtiyaçları doğrultusunda tasarlamalarda bulunmuş yaşam fonksiyonlarına ve ihtiyaçlarına göre hareket etmiştir. Zaman içerisinde de bu ihtiyaçları duyularıyla birleştirerek fonksiyonelliği estetikle bütünleştirmiştir.

Yapmış olduğu mimari yapılarda temel felsefesinin insan olduğunu söyleyerek yapıların fonksiyonelliğine dikkat çeken Kanevetçi, “Yaptığım projelerde öncelikle fonksiyonelliğe bakarım. Odak nokta insan ve insanların barınması olduğu için önceliğim fonksiyonelliktir. Sonrasında da onu estetikle buluşturmaya çalışırım.. Farklı şehirlerde yaptığım çalışmalarda da oraların yaşam kültürünü ve değerlerini dikkate alarak mimari çalışmalarda bulunurum. İnsan ve yaşam odaklı mimari eserler benim önceliğimdir” açıklamalarında bulundu

HER ESERİM BENİM İÇİN AYNI DEĞERİ TAŞIR

Birçok önemli büyük mimari çalışmalarda yer aldığının altını çizen Kanevetçi, “Yaptığım tüm çalışmaları önemserim. Hastane projelerimiz var. Örneğin Medical Park ve Deva Hastanesi gibi hastane projelerimiz var. Özellikle konut üzerine çok fazla sayıda lüks konut projelerinde imzam bulundu. Tek katlı bir daire de olsa kocaman bir bina da olsa aynı titizlikle çalışır tüm işlerimizi önemseriz. Çünkü yaptığınız iş sizin imzanızdır sizin referansınızdır” dedi.

KENDİME ÖZGÜ BİR MİMARİ BAKIŞ AÇIMLA ESERLERİMİ OLUŞTURURUM

Mimari tasarımlarında özgün bir bakış açısının olduğunu söyleyerek bu özgünlüğü eserlerine yansıttığını dile getiren Kanevetçi, “Mimari tasarımlarda tamamıyla çevreyi, insanı ve mimarlığın gereklerini düşünerek kendime özgün bakış açıları ile eserler ortaya koyarım. Tabi ki bu tasarımları bulunduğumuz şehirlerin imar planları, yöresel değerleri, insan faktörü gibi tüm etkenleri dikkate alarak oluşturmak gerekiyor. Bu kriterleri düşünerek yapacağımız mimari çalışmalarda özgün eserler ortaya çıkmak için gayret gösteriyoruz” ifadelerinde bulundu.

REKABET BAŞARIYI ORTAYA ÇIKARTIYOR

Gaziantep’te son dönemlerde mimari açıdan bir gelişme kaydedildiğini sözlerine ekleyen Kanevetçi, “Son dönemlerde özellikle şehrimizde mimari anlamda gelişmeler kaydedilmeye başlamıştır. Son zamanlarda mimar sayısı arttı, müteahhit sayısı arttı, rekabet kavramı ortaya çıktı. Buna bağlı olarak mimari yapılar da birbiri ile yarışır duruma geldi. Bu durumdan kazanan ise şüphesiz Gaziantep oldu. Özellikle müteahhitler şu günlerde tamamıyla birbiri ile “daha iyiyi yapma konusunda” yarış içindeler. Bu durum da ister istemez kaliteyi yükseklere taşımaktadır. Bu kalite aynı zamanda mimari tasarımlara da yansıyor” şeklinde konuştu.

ŞU DÖNEMDE MİMARİ YAPILAR KİMLİĞİNİ KAYBETTİ

Geçmişte yapılan mimari yapıların bir mimari kimliğinin bulunduğunu ancak günümüzde bu kimliğin kaybedildiğini sözlerine ekleyen Kanevetçi, “Geçmişte yapılan yapıların bir kimliği vardı. Örneğin her bölgenin kendine özgü mimari taşları vardı. Doğadaki malzeme ne ise o zamanlarda barınmak için yaptığı konut ve mekanlarda mevcut ürünleri kullanıyordu. Günümüzde ayırt edici bir unsur kalmadığı için gelecek nesillere kimlikli yapılar bırakılabileceğini zannetmiyorum. Yeşil olması gereken alanlara getirip binalar koyduk, sahillleri yapılarla doldurduk. İmar planları ve binalar yapılırken çevresel etkenler, şehircilik anlayışı, kent kimlikleri dikkate alınmadı. Bunlara dikkat edilmeyince de gelecek nesillere çok da kimlikli yapıların kalabilmesi mümkün gözükmüyor. Özgünlüğün kaybolduğunu görüyoruz. Zira, tarihi eser diye nitelendirdiğimiz binalar geçmişten günümüze içerisinde yöresel, yapısal ve kültürsel pek çok etken barındırır.Bu yapıların tamamına yakını ticari amaçlarla değil yaşamsal ve kültürel amaçlarla yapılmışlardı. Antep şivesiyle söylemek gerekirse, iki yüz elli yıl önce hiç kimse “ hele yorum elli  tene Antep Evi yapakta satak” derdinde değildi. Binalar yörenin malzemesine, yaşam tarzına, geleneklerine ve ihtiyaçlarına göre yapılırlardı. Ama günümüzde Gaziantep’te de betonarme, Afyon’da da, Trabzonda’da. Orda da aynı seramik kullanılıyor burada da. “Özgünlüğü olmayan bir yapının gelecekte kendisini ifade etmesi çok zor” açıklamalarında bulundu.

İMAR TADİLATLARININ ÇOK SAYIDA OLMASI BİR SORUNA İŞARET

Şehirlerde yaşanan çok fazla sayıda imar tadilatlarının olmasını bir sorun olarak değerlendiren Kanevetçi, “Çok sık imar plan değişikliği yapılması elbette çeşitli sıkıntıları da beraber getirmektedir. İhtiyaç ve zorunluluk arzetmesi durumunda, imar plan tadilatları yapılırken ; kent ölçeğine, şehircilik ilkelerine, ilgili mevzuatlara, kentin tarihi ve kültürel değerlerine, kentte yaşayan insanların beklenti,ihtiyaç ve hassasiyetlerine dikkat edilmesi ve kentteki sivil toplum örgütlerinin ve ilgili meslek gruplarının da beklenti ve görüşlerinden faydalanılması gerekir. Bu çerçevede yapılacak olan her türlü imar planı bu şehrin gelişimine mutlaka ki katkı  sunacaktır” dedi.

ŞU ANDA MİMARLIK ENFLASYONU YAŞANIYOR

Mimarlık bölümlerinden çok fazla mezuniyetlerin yaşandığını söyleyerek piyasada mimar ve mühendis enflasyonunun yaşandığına dikkat çeken Kanevetçi, “İnşaat sektörünün bir dönem altın çağını yaşaması sonucu  doğal olarak,mimarlık mesleğinin de mühendislikle birlikte bir anda popüler hale gelmesne ve bir yığılma yaşanmasına yol açtı. İnşaat sektöründeki düşüşle birlikte kaybolan ivme , bir anda  mimarlık bölümü mezunu öğrencilerin iş bulamamasına sebep oldu. Bununla birlikte okullarda nitelikli eğitim konusunu da sorgulamak gerekiyor.  Hemen hemen her üniversitede mimarlık bölümü var ve ihtiyaçtan daha fazla sayıda mezun veriliyor.. Bu mezunların tamamını istihdam etmek şu an için ne kadar mümkün bilmiyorum. Bununla ilgili projeler üretilebilir mi aslında üretilebilir. Örneğin şantiye şefliği konuları dikkate alınabilir. İlgili meslek odalarının yani Müteahhitler Odası ile Mimarlar Odası ile İnşaat Mühendisleri odası ile birlikte hareket edildiğinde istihdam da artış sağlanabilir” diye konuştu.

TEMEL SORUN MİMARLIK FAKÜLTELERİMİZİN ÇOKLUĞU VE EĞİTİM SÜREMİZİN 4 YIL OLMASI

Mimarlık mesleğinin sorunlarından bahsederek özellikle yeni mezunlarda istihdam sorunu yaşandığına dikkat çeken Kanevetçi, “Bizim mimarlık diplomalarımız pek çok ülkede kabul görmüyor. Gelişmiş ülkelerin tamamında mimarlık eğitimi beş yıl. Bizde bu süre bir türlü beş yıla çıkarılmadı. Yurtdışına çalışmaya gittiğinizde belirli kriterler var. Örneğin Rusya’da İngiltere’de üç yıllık mimara ayrı haklar tanınıyor beş yıllık mimara ayrı on yıllık mimara ayrı haklar tanınıyor. Bu haklar yapılan mimari çalışmaların büyüklüğü ile ilgili. Avrupa’ya ayak uydurabilmemiz için her şeyden önce eğitim süremizi beş yıla çıkarmamız gerekiyor. Avrupa kriterlerine göre beş yıllık bir fakülte mezunu değilseniz merdivenin bir basamağı eksik kalıyor. Doğal olarak mimarlarımızın dış ülkeye açılma lüksü de ortadan kalkıyor. Avrupa’daki mimarlık anlayışı ile ülkemizde önemli farklılıklar var. Ülkemizde yaklaşık 67 bin civarında mimar var. Bir Avrupa ülkesine baktığınızda belki iki katımız mimar sayısı var ancak her alanda istihdamları var. Bizdeki mimarlık herkes her işi yapar konumunda. Oralarda ise her alanda branşlaşmış bir mimarlık anlayışı var. Dünya genelinde mimarlık anlayışında çok da kötü bir seviyemiz yoktur aslında. Temel kriter mezun olan mimarların eline diploma vermek değil gerçek mimarlar yetiştirmektir” diye konuştu.

YATAY MİMARLIK ANLAYIŞINDAN YANAYIM

Mimari anlayışının yatay mimariden yana olduğunu söyleyerek gerekçelerinden bahseden Kanevetçi, “Benim mimarlık anlayışım yatay mimari yapılardan yanadır. Çok katlı ve çok sayıda birimden oluşan ofis, konut ve binalara girildiği zaman kendi kültürel değerlerimiz aslında kayboluyor. Komşuluk ilişkileri en asgariye iniyor. Bugün bir binada bakıyorsunuz 300 hane yaşıyor. Nerede ise bir mahalleden daha büyük. Komşuluk ilişkileri tamamen bitiyor. Bunun adını da residance koyuyoruz.Ancak bunlar yaşam kalitemizden ödün vermemiz anlamına da geliyor. Gelişmiş ülkelerde yüksek binalar yapılırken de iki bina arasındaki mesafeye çok önem veriliyor. Bizdeki gibi dip dibe gökdelenler yapılmıyor. İnsan yoğunluğunun olduğu yerlerde yüksek katlı binalar yapılması kaçınılmazsa da ben yine de yatay mimarı yapıdan yanayım” dedi.

YEREL İDARELERİMİZİ BU HUSUSTA ÇOK BAŞARILI BULUYORUM

Gaziantep’te yerel idarelerin tarihi dokunun gün yüzüne çıkarılması hususunda çok başarılı olduğunu da kaydeden Kanevetçi, “Gaziantep’te belediye başkanlarımızı, tarihi yapıların tekrar kent kimliğine kazandırılması konusunda   çok başarılı buluyorum. Zaten kültür turizmi anlamında Gaziantep’in epeyce yol katetmesi de bundan kaynaklanıyor.” ifadelerinde bulundu.

 

Anahtar Kelimeler:
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Suriyeli tarım işçilerinin yaşadığı barakada yangın çıktıÖnceki Haber

Suriyeli tarım işçilerinin yaşadığı bara...

Saadet Tayşi: Obezite sıklığı giderek artıyorSonraki Haber

Saadet Tayşi: Obezite sıklığı giderek ar...

Yorum Yazın

Gaziantep protokolünden 29 Ekim mesajı
Yılmaz’dan Nostaljik Cumhuriyet Bayramı Kutlaması
Gaziantep - Kilis yolunda kaza: 5 yaralı
Yeniden Refah Partisinde İslahiye ve Nizip’te işlem tamam
4 defineci suç üstü yakalandı!  Dedektörle tarayıp kazdılar 
Gaziantep turizim yolunda feci kaza
Gaziantep'te miras cinayeti! Amca öldü, yeğen yaralı
SANKO Üniversitesi’nde Cumhuriyet Bayramı töreni düzenlendi
 Genç liderler GİBTÜ‘nün ortak olduğu programda buluştu
Kesinleşmiş 30 yıl cezası bulunan uyuşturucu taciri yakalandı
Medical Point’te Hasta Hakları Günü etkinliği yapıldı
Belediye’nin kursları ile hayatları değişti
Mehmet Pamuk’a silahlı saldırı!
Hafta sonları ziyaretçi yoğunluğu had safhaya çıkıyor
Başkan Fedaioğlu’ndan Cumhuriyet Bayramı Mesajı
Memik Yılmaz’ı mutlu eden sonuç
A Parti'de Gaziantep’ten dikkat çeken isim
Gaziantep'te çifte kazada! 6 yaralı
Bilal Çeker'in mutlu günü 
Büyükşehir, çiftçilere ücretsiz akaryakıt dağıtımına başladı