HATEM Hastanesi'nde güncel tedaviler

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
HATEM Hastanesi'nde güncel tedaviler
Abone ol
Gaziantep Özel Hatem Hastanesi, çağdaş tıp teknolojisiyle donanmış yapısı, modern ve uzman kadrosuyla başarı çıtasını yükseltmeye devam ediyor.

Etik ilkelerden asla ödün vermeden seçkin kadrosu ile bilimsel ve teknolojik gelişmeleri takip eden; hasta ve çalışan güvenliğini ön planda tutan, hasta haklarına saygılı, uluslararası kalite standartlarında hizmet anlayışı ile güvenilir ve güler yüzlü sağlık hizmeti veren HATEM Hastanesi, her kesimin takdirini toplamaya devam ediyor. Uluslararası standartlara uygun olarak sunduğu sağlık hizmetlerini toplumun çoğunluğuna ulaştıran, hasta ve hasta yakınlarına güven veren ekibi ve alt yapısı ile hastaların beklenti ve tüm sağlık gereksinimlerini karşılayan, tercih edilen marka sağlık kurumlarından biri olan HATEM, memnuniyet odaklı çalışmaları ve gerçekleştirdiği başarılı operasyonlar ile göz dolduruyor. Kapalı alanı 3500 m2’den 12500 m2’ye, 56 olan yatak kapasitesini 118’e çıkaran HATEM Hastanesi her geçen gün kapasitesini ve bölümlerini artırarak büyümeye devam ediyor.

Kardiyovasküler hastalıklar artarken, diğer yandan da önleyici tedbirler ve tıptaki gelişmeler sonucundaki gelişmeleri takip eden HATEM Hastanesi yapay zekanın en büyük gücü potansiyel tehlikeleri zamanında fark edebilme yeteneğinin gelişmiş olmasından dolayı Yapay zeka teknolojisini kullanarak tıp alanındaki gelişmeleri yakından takip ediyor. Hastanenin Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr Elif Kuşçu Aytekin ile Gastroenteroloji Uzman Dr. Hüseyin Kaçmaz Memohaber Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Taşçı'ya bilgiler verdi.


FOLİK ASİT BEBEĞİN GELİŞİMİ İÇİN ÖNEMLİ
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Elif Kuşçu Aytekin, gebeliğin her kadının hayatında önemli bir yere sahip olduğunu söyleyerek, gebe kalmadan önce bazı yaşam tarzı değişiklikleri ve bazı tedbirler sayesinde daha sağlıklı bir gebelik geçirileceğini söyledi.
Aytekin,''Gebelik her kadının hayatında önemli bir yere sahiptir. Gebe kalmadan önce yapacağımız bazı yaşam tarzı değişiklikleri ve alacağımız bazı tedbirler sayesinde daha sağlıklı bir gebelik geçirebiliriz. Doğurganlık çağındaki bütün kadınların gebeliğe en uygun sağlık koşullarında başlamaları ve olumsuz gebelik sonuçlarını en aza indirmeleri için gebelik planladığı tarihten 3 ay öncesinde bir Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanına başvurarak muayene olması önerilir. Doktorunuz sizin sağlık ve sosyal bakımlardan tıbbi öz geçmişinizi değerlendirecek, muayenenizi yapacak, çeşitli tahlil ve tetkikler yaparak gebelik sırasında karşılaşacağınız olumsuzlukları en aza indirmeye çalışacaktır. Gebelikten en az 2-3 ay öncesinde günde 400 mikrogram folik asit takviyesine başlanmalıdır. Bebeğin santral sinir sisteminin gelişimi için özellikle gebeliğin ilk haftalarından itibaren folik asit alınması önemlidir. Çünkü folik asit eksikliğinde nöral tüp defekti dediğimiz omurilik kanalının tam kapanmamasına bağlı anomaliler olur. Nöral tüp gebeliğin ilk 28 gününde büyük oranda kapandığı için mutlaka gebe kalmadan önce folik asit başlanmalıdır. Eğer antiepileptik ilaç kullanıyorsak veya daha önce nöral tüp defektli çocuk doğurma öyküsü varsa gebelik planlanan tarihten 3 ay önce daha yüksek dozda (4 mg/gün) folik asit alınmalıdır''dedi.

SİGARA DÜŞÜK RİSKİNİ ARTTIRIR
Gebelik öncesinde sigara kullanan bir anne adayının mutlaka sigarayı bırakması gerektiğini altını çizen Aytekin, sigara kullanımının düşük riskini arttırdığını aktardı.
Aytekin,''Eğer sigara kullanılıyorsa mutlaka sigara bırakılmalıdır. Çünkü gebelikte sigara kullanımı düşük riskini arttırdığı gibi bebekte gelişim geriliğine, erken doğuma, düşük doğum ağırlıklı bebek doğmasına neden olabilir. Pasif içicilerde bile düşük doğum ağırlıklı bebek doğmasına neden olduğu saptanmıştır. Gebeliğe hazırlık ve gebelik döneminde alkol kullanımından kesinlikle kaçınılmalıdır. Çünkü alkol güçlü bir teratojendir. Fetal alkol sendromuna ve doğumsal anomalilere neden olabilir. Kahve, kola ve aşırı miktarda çay tüketiminden kaçınılmalıdır. Yapılan çalışmalarda aşırı kafein tüketiminin yumurta kalitesini azalttığı gösterilmiştir. Beslenme fast-food ağırlıklı ya da tek tip ise mutlaka sağlıklı ve dengeli bir beslenme programına geçilmelidir. Kilo kontrolü sağlanmalıdır. Eğer obezite varsa kilo verilerek ideal kiloya ulaşılmaya çalışılmalıdır. Çünkü obez gebelerde hem gebenin kendisi hem de bebek için riskler artmaktadır. Gebelik zehirlenmesi, erken doğum, gebelik şekeri gibi hastalıkların riski atar.  Aşırı zayıf olanlarda da düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma riski artar. Ayrıca çocukluk çağı ve yetişkinlik çağında bazı sağlık problemleri, davranışsal bozukluklar olabilir. Gebelik sırasında kilosu normalin altında olanlarda erken doğum riski artmıştır Gebelik planlandığında veya gebe kalındığında çiğ et ve çiğ süt tüketilmemelidir. Civa içeriği yüksek köpek balığı, kılıç balığı, uskumru, konserve ton balığı gibi balıklar tüketilmemelidir; çünkü civa plasentadan geçen bir nörotoksin olduğundan bebeğin nörolojik gelişimini bozar.  Gebelik planlandığında yaşadığınız yerdeki kurşun, pestisid, kimyasallar ve radyasyon gibi etkenlere maruziyet olup olmadığı sorgulanmalı ve uzak durulmalıdır''şeklinde konuştu.

KRONİK HASTALAR İLGİLİ HEKİMLER İLE GÖRÜŞMELİ
Anne adayının kronik bir hastalığı bulunuyor ise, mutlaka bir ilgili doktor ile görüşmesi gerektiğini de belirten Aytekin,''Guatr, hipertansiyon, kalp hastalıkları, şeker hastalığı veya epilepsi gibi sistemik hastalıklar veya kronik enfeksiyon hastalığınız (Hepatit B, Hepatit C, AIDS) varsa ilgili hekimlerle görüşüp gebelik sırasında hastalıkla ilgili olası riskler açısından bilgi sahibi olunmalıdır. Doktorunuz uygun görüyorsa ve uygun gördüğü zamanda gebelik planı yapılmalıdır. Uzun süredir kullanılan ilaçlar varsa doktorunuza danışmalısınız. Eşiniz ile akrabalık varsa, ailede bazı genetik hastalıklar mevcut ise, gebelik öncesi mutlaka genetik danışmanlık alınmalıdır. Gebelik öncesi hemoroid (basur), anal fissür gibi problemler varsa önceden tedavi edilmelidir. Çünkü gebelik süresince bu şikayetler sizi daha çok rahatsız edebilir.  Dişlerle ilgili problem varsa diş hekiminden randevu alınarak sorunlar çözülmelidir. Çünkü erken doğumun en sık nedenlerinden biri dişteki enfeksiyonlar ve çürüklerdir. Kan grubu bakılmalıdır. Kan uyuşmazlığı varsa önceden bilinmesi faydalıdır. Gebe kalmayı engelleyen bir durum değildir. Doğum sırasında gerekli önlemler alınarak ve ilaçlar yapılarak anne ve bebek sağlığı korunmaktadır. Kansızlık ve diğer kan hastalıkları araştırılmalıdır. Kansızlık varsa gebelik öncesi tedavi edilmelidir''diye konuştu.

GASTROENTEROLOJİ NEDİR
Gastroenteroloji Uzman Dr. Hüseyin Kaçmaz ise, Gastroenteroloji'nin, yemek borusu, mide ve bağırsaklar, karaciğer, safra kanalları, pankreas ve safra kesesi de dahil olmak üzere sindirim sistemindeki tüm organların hastalıklarının tanı ve tedavisi ile ilgilenen tıbbi birim olduğunu ifade ederek, bu alan ile ilgili bilgiler verdi.
Hüseyin Kaçmaz,''Gastroenteroloji, yemek borusu, mide ve bağırsaklar, karaciğer, safra kanalları, pankreas ve safra kesesi de dahil olmak üzere sindirim sistemindeki tüm organların hastalıklarının tanı ve tedavisi ile ilgilenen tıbbi birimdir. Bu dalda uzmanlaşmış kişilere ise gastroenterolog adı verilir.  Gastroenteroloji Bölümü, reflü konusundaki yakınmaları tedavi eder. Bunun yanında kolonoskopi ile kalın bağırsak rahatsızlıkları ve ince barsak rahatsızlıkları teşhis edilebilir. Yemek borusu kanseri, yemek borusuna kaçan yabancı cisimlerin ya da içilen zararlı maddelerin neden olduğu yaralanmaların hasarlarını onarır. Gastrit ve ülser tedavileri de gastroenteroloji alanını ilgilendirir. Yani mide problemleri de gastroenterolojinin alanıdır. Ayrıca mideye kaçan delici ve batıcı yabancı cisimlerin dışarı çıkarılmasını oluşturur. İnce bağırsak ülseri, ince barsak hastalıkları, safra yolu taşları, safra yolu kanserleri ve komşu organ olarak pankreas hastalıkları ve kanserlerinin teşhisleri ve ameliyat şansını kaybetmiş hastaların tedavileri de gastroenteroloji uzmanlarınca yapılmaktadır. Crohn hastalığı, tüberküloz ile kalın bağırsaklarla ilgili sorunlar da yine gastroenteroloji bölümünü ilgilendirir. Ayrıca hemoroid, anal fissür, rektum kanserleri, karaciğer hastalıkları, safra kesesi, pankreas hastalıkları da gastroenteroloji bölümü kapsamındadır. Gastroenteroloji doktorları karaciğer, safra kesesi ile safra yolları, pankreasın sindirim işlevleri ve gastrointestinal trakt (yemek borusu, mide, ince ve kalın bağırsaklar) konusunda uzmanlaşmış hekimlerdir. Bu nedenle gastroenteroloji ile ilgili alanlarda, gastroenterologlar en doğru tedaviyi belirleyecek olan kişilerdir''ifadelerini kullandı.

GASTROENTEROLOJİ HASTALIKLARI BELİRTİLERİ NELERDİR?
Hastalığın belirtileri ile ilgili de açıklamalarda bulunan Kaçmaz,''Gastoenteroloji alanındaki hastalıklarda en belirgin belirtiler arasında karın, mide yanması, mide ağrısı, mide bulantısı, ağıza gelen acı su sayılabilir. Pek çok kişi “Mide bulantısına ne iyi gelir?” diye araştırıp yanlış uygulamalara yönelebilir. Anemi, hıçkırık, kabızlık, kasık ağrısı, makatta kanama, sarılık, siyah dışkı, yutma güçlüğü de gastroenterolojik hastalıkların belirtilerdendir. Bu belirtilerin altından farklı hastalıklar çıkabilir. O nedenle gastroenteroloji uzmanlarına başvurmak gerekebilir. Gastroenterolojide endoskopi, kolonoskopi, biyopsi, ERCP, gastroskopi, Ph-metri, sigmoidoskopi gibi yöntemlerden faydalanılır. Endoskopi işlemi ağızdan girerek, yemek borusunun, midenin ve 12 parmak bağırsağının incelenmesi işlemidir. Aynı şekilde kolonoskopi ile kalın barsak rahatsızlıkları ve ince barsak rahatsızlıkları teşhis edilebilir''ifadelerinde bulundu.

GASTROENTEROLOJİ KULLANILAN TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Tedavi yöntemlerinin de farklılık gösterdiğini vurgulayan Kaçmaz, sözlerini şöyle tamamladı:
''Sindirim sistemi organlarında iyi ve kötü huylu hastalıkların cerrahisi yapılabilir. Gastroenteroloji cerrahisi, gastroenteroloji, medikal onkoloji, radyoloji, patoloji ve radyasyon onkolojisi uzmanlarıyla multidispliner bir yaklaşımla hizmet verir; kanser, kolit, pankreas, safra kesesi, karaciğer hastalıkları, reflü, obezite cerrahileri teknolojik cerrahi yöntemlerle çözülebilir. Gastroenteroloji sorunlarında her organa göre farklı tanı ve tedavi yöntemleri vardır. Bu yöntemler şöyle sıralanabilmektedir:
Özofagogastroduodenoskopi
Ağız yolu ile girilerek yemek borusu, mide ve on iki parmak bağırsağının endoskopik olarak değerlendirilmesi işlemidir.
Endoskopik retrograd kolanjiopankreatografi
Safra ve pankreas kanallarının problemlerini tedavi etmek için üst gastrointestinal (GI) endoskopi ve x ışınları birleştiren bir işlemdir.
Kolonoskopi
Kolonoskopi, kalın bağırsağın makattan girilerek, sakinleştirici ilaç veya anestezi altında bir fiberoptik kamera ile monitör altında incelenmesi işlemidir.
Rektosigmoidoskopi
Kalın bağırsağın rektum ve sigmoid kolon ismi verilen son 30-40 cm'lik kısmının ucunda ışık kaynağı ve kamerası bulunan ince bükülebilen bir aletle incelenmesi yapılmaktadır. Tanı için yapılan bir diğer işlem de karaciğer iğne biyopsisidir.
Endoskopi ile tedavi
Yemek borusu, mide ve rektum bölgesindeki yabancı cisimler endoskopi aracılığıyla çıkarılabilmektedir.
Buji ve balonla tedavi: Yemek borusunda oluşan darlıklar buji ve balon yöntemi yardımıyla genişletilebilmektedir. Ayrıca bu bölgede stent uygulamaları da yapılmaktadır.
Band ligasyonu
Karaciğer sirozuna bağlı gelişen özefagus varisi kanamalarında, kanamayı durdurmak için endoskopik olarak girilerek kanayan damarın vakumlanması ve etrafına lastik bir bant atılması işlemidir.
Polipektomi
Poliplerin kolonoskopi ile çıkarılması işlemidir.''

Kaynak:Haber Merkezi

Anahtar Kelimeler:
  • 0
    SEVDİM
  • 1
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN
Gaziantep'te kavga eksik olmuyorÖnceki Haber

Gaziantep'te kavga eksik olmuyor

ANKA’da rahim ağzı kanserine dikkat çekildiSonraki Haber

ANKA’da rahim ağzı kanserine dikkat çeki...

Yorum Yazın