GASKİ’nin yeni projelerinde sona gelindi

www.memohaber.com'a özel detaylı açıklamalarda bulunan GASKİ Genel Müdürü Hüseyin Sönmezler, 6 Şubat depremlerinin Gaziantep’in içme suyu kaynaklarında büyük tahribata sebebiyet verdiğini, ancak GASKİ’nin özverili çalışmaları ve depremin öncesinden alınan önlemleri sayesinde Gaziantep’in su sorunun olabildiğince hızlı şekilde çözüldüğünü dile getirdi. Depremde 17 binden fazla arızaya anında müdahale ederek Gaziantep’in içme suyu anlamında yaşayacağı tüm sorunların önüne çok hızlı şekilde geçen GASKİ, deprem sonrası meydana gelen tektonik hareketlerin oluşturduğu bulanmaya karşı alternatif kaynaklar kullanarakGaziantep halkını susuz bırakmadı. Gaziantep’in ilçelerinden ve çevre illerden depremden etkilenen vatandaşların Gaziantep merkezinde barınmaya başlaması ile birlikte Gaziantep’te içme suyuna duyulan ihtiyacın arttığına dikkat çeken GASKİ Genel Müdürü Hüseyin Sönmezler, GASKİ’nin her türlü doğal doğal afet ve benzeri durumlara karşı kısa, orta ve uzun vadeli projelerini hazırladıklarını ve gereken önlemi aldıklarını açıkladı. Düzbağ Barajı ve Düzbağ İçme suyu Arıtma Tesisi Projelerinde inşaata başlama aşamasına geldiklerini belirten Sönmezler, iklim değişikliği ve kuraklık gibi sorunlara karşı da Gaizantep’in susuz kalması adına gerekli tüm önlem ve projeleri hayata geçirdiklerini ifade etti.

GASKİ’nin ev sahipliğinde dev projeye imza attıklarını açıklayan Sönmezler, “Gaski Genel Müdürlüğümüzün ev sahipliğinde; Gebze Üniversitesi, Japonya Huogo Üniversitesi, Gifu Üniversitesi, 3.11 Memorial Netework Kurumu, Edogawa Üniversitesi ortaklığıyla yürütülecek olan yeni bir projeye başlıyoruz. Proje kapsamında doğal afetler öncesi ve sonrası oluşturulacak eylem planları, afet önleme, risk azaltma, afet yönetimi gibi alt ve üst yapılar için ayrı ayrı hayati öneme sahip başlıklar ele alınacaktı” dedi. Gaziantep’in su fakiri bir şehir olduğunu, içme suyunun dahi neredeyse tamamının komşu illerden sağlanana kaynaklardan şehre getirildiğini belirten Sönmezler, suyun iktisatlı ve idareli kullanılmasının da çok büyük öneme sahip olduğuna dikkat çekerek çocuklarımıza bırakacağımız en büyük mirasın su olduğunu vurgulayarak, “Bireysel su israfının önüne geçmek en önemli başlıklarımız arasında yer alıyor” ifadelerinde bulundu.

SÖNMEZLER DEPREMZEDELERİ UNUTMADI

Sözlerine depremzedelere rahmet, yakınlarına başsağlığı dileyerek başlayan ve deprem sürecinde büyük bir özveri ile çalışarak vatandaşın su ile ilgili tüm mağduriyetlerin giderilmesinde büyük bir özveri gösteren GASKİ çalışanlarına teşekkür ederek başlayan GASKİ Genel Müdürü Hüseyin Sönmezler, “Öncelikle röportaja başlamadan önce sizin aracılığınızla; 06.02.2023 tarihinde meydana gelen depremler sonucu hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allahtan rahmet, yakınlarına baş sağlığı ve sabır diliyorum” ifadelerinde bulundu.

SÖZNMEZLER EKİBİNE TEŞEKKÜR ETTİ

GASKİ’nin tecrübeli ve özverili bir ekibe sahip olduğunu, Genel Müdür Yardımcılarından saha çalışanlarına kadar özverili bir şekilde çalışan bir ekibe sahip olduklarını vurgulayan GASKİ Genel Müdürü Hüseyin Sönmezler, özellikle deprem sürecinde gösterdikleri özveri için ve sürekli çalışmalarında başarılı işler çıkaran GASKİ ekibine teşekkür ederken, “Geçirdiğimiz zor günlerde, aslında birer depremzede olan her bir GASKİ çalışanının göstermiş olduğu büyük özveri ve aralıksız çalışmalar sayesinde, sistemimiz bu kadar büyük bir afete rağmen çok kısa bir sürede çalışır vaziyete gelmiştir. İnsanlara su temin etmek gibi oldukça önemli ve kutsal bir görevimiz var ve görüyorum ki tüm GASKİ çalışanları bu görevin maneviyatının ve öneminin farkında. Böyle bir ailenin parçası olmaktan çok mutluyum ve tüm çalışma arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi.

GASKİ’NİN KISA, ORTA VE UZUN VADELİ EYLEM PLANI HAZIR

GASKİ’nin acil eylem planı hakkında detaylı bilgilendirmelerde bulunan GASKİ Genel Müdürü Hüseyin Sönmezler, “Birçok doğal afete karşı, kısa orta ve uzun vadeli eylem planımız hazır durumda ve aslında yakın zamanda yaşadığımız büyük deprem afeti kendi durumumuzu görebildiğimiz en büyük sınav oldu. Planlarımızın ne kadar yerinde ve doğru olduğunu bizlere göstermiş oldu. Tabi bu konuda yaklaşık 1 yıl önce başlattığımız ve Türkiye’de ilk olarak Gaziantep’te hayata geçen “Kaynaktan Musluğa İçme Ve Kullanım Suyu Güvenliği” projemiz devam ediyor ve sona yaklaşmış durumdayız. Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü gibi önemli paydaşlar ile yürütülen bu projemiz büyük bir hızla sona yaklaşıyor. Projemiz tamamlandığında tüm şehirlerimize uygulanacak ve su güvenliğinin oluşması adına eylem planlarının belirlendiği içme ve kullanma suyunu korumak için önemli bir adım atılmış olacaktır” dedi.

DÜZBAĞ PROJELERİ ÇOK DEVASA PROJELER

GASKİ’nin önümüzdeki 5 yıllık projeleri ve hayta geçirilen önemli projeler hakkında açıklamalarda bulunan GASKİ Genel Müdürü Sönmezler, “Önümüzdeki yıllar için gerek içme suyu temini gerek kullanılmış suyun doğaya kazandırılması gerek ilçelerimize vereceğimiz tüm altyapı hizmetlerimiz ile ilgili olarak orta ve uzun vadede tüm plan ve projelerimiz hazır durumdadır. Tabi bu konuda birçok projeden bahsedebiliriz ama öncelikli olarak gördüğümüz Düzbağ Barajı ve Düzbağ İçme suyu Arıtma Tesisi’nin Gazi şehrimize kazandırılmasıdır. Bu iki dev projemiz için proje çalışmalarımız tamamlandı ve en kısa sürede inşaatına başlamayı ümit etmekteyiz. Bunu yanı sıra yeni imara açılan yerleşim alanları için içme suyu ve kanalizasyon şebekelerine ait proje çalışmalarımız tamamlanmış durumdadır. Öte yandan kullanılan suların doğaya bırakılması yani atık suların arıtılması işleminde yüzde 99 gibi oldukça iyi bir orana sahibiz bu oran aslında çevre konusuna duyduğumuz özeni ve verdiğimiz değeri göstermektedir” şeklinde konuştu.

GASKİ TÜM ALTERNATİFLERİ DÜŞÜNEREK HAREKET EDİYOR

Küresel kuraklığa karşı alınması gereken önlemleri aldıklarını ve birbirine alternatif aynakları devreye aldıklarını belirten Sönmezler, “Küresel kuraklık kavramı, uluslararası tartışılması irdelenmesi gereken bir kavramdır. Ancak kendi başına bir anlam ifade etmez. İklim Değişikliği ve Doğal Afetler kavramlarının da aynı başlık altında irdelenmesi ve akademik boyuttaki veriler ışığında çalışılması, önlemlerin bu doğrultuda değerlendirilmesi büyük önem arz etmektedir. Tüm bu başlıklar için yoğun mesailer harcamaktayız ve gerekli eylem planları alınacak önlemlerin tümünü değerlendirmekteyiz. Bu konuda gerek ulusal gerek uluslararası fikir ve çalışma ortaklarına sahibiz. Basit bir örnek verecek olursak şehrimize su temin eden kaynaklarımız, bildiğiniz üzere Kahramanmaraş’ta bulunan; Kartalkaya Barajı, Mizmilli Yeraltısuyu Kuyuları ve Düzbağ Regülatörü’ dür. Dolayısıyla 3 adet su kaynağımız aslında birbirinin alternatifi olarak tasarlanmıştır. Birçok zorlu ve olumsuz durumla karşılaşmaktayız ve bu süreçleri genelde su kesintisi olmadan vatandaşımıza herhangi bir olumsuzluk yaşatmadan çözümlemekteyiz. Dolayısıyla bu göstermektedir ki baştaki planlama süreçlerini iyi kurgulamakta ve uygulamaktayız” diye konuştu.

DEPREMDE BİNLERCE ARIZA ANINDA ONARILDI

6 Şubat’taki depremlerin Gaziantep’in içme sularında büyük bir bulanıklığa yol açtığını ve GASKİ olarak bunu çözmek için büyük gayret gösterdiklerini ve başarılı olduklarını söyleyen Sönmezler, “6 Şubat’ta meydana gelen depremler öylesine büyük sığ kara depremleriydi ki tüm su kaynaklarımızın bulanıklık seviyesi arıtamayacağımız seviyelere yükseldi. Hatta depremler sonrası yaşanan tektonik hareketlerin devamlılığından dolayı ana su kaynağımız olan Düzbağ’da bulanıklık yaklaşık 1 ay boyunca düşmedi ve şehrimizi sadece Kartalkaya ve Mizmilli kaynaklarımızdan beslemek durumunda kaldık.

Yaşanılan depremler bilindiği üzere Pazarcık ve Elbistan Merkezli gerçekleşti ve şehrimizin 3 ana su kaynağı bu bölgelerde bulunmaktadır. İçme suyu kaynağı açısından en çok zarara uğrayan kurum ne yazık ki biziz. Neredeyse tüm kaynaklarımıza ait pompa tesislerimiz ağır hasar aldı ve bu zorlu süreçte işletme tecrübemiz sayesinde anlık ve yerinde çözümler ile şehrimize içme suyu temini anlamında sorun yaşatmamak adına önemli ve biraz da riskli birçok karar almak durumda kaldık. Örneğin Mizmilli Pompa tesislerimiz ağır hasarlı iken pompalarımızı çalıştırdık ve yine pompalar çalışır halde iken pompa tesisimizin kontrollü yıkımını gerçekleştirdik. Akabinde tesisimizi tekrar inşa edebilmek adına proje çalışmalarımızı tamamladık ve en kısa sürede inşaat çalışmalarına başlayacağız. Tabi bunun yanı sıra 4 bin 300 kilometre içme suyu ve 2 bin 800 kilometre kanalizasyon şebekesini yöneten bir kurumuz ve deprem nedeniyle meydana gelen binlerce arızaya anlık olarak müdahale gerçekleştirdik. Deprem sonrasında 1 bir ay içerisinde müdahale ettiğimiz toplam arıza sayımız 17 bin 307 Dolayısıyla bu rakam işletme tecrübe ve kapasitemizi de göstermektedir. Depremden en fazla etkilenen İslahiye ve Nurdağı İlçelerimizde Büyükşehir Belediyemizce oluşturulan konteyner kentlere içme suyu temini, tuvalet ve banyo ihtiyacını karşılamak üzere tüm altyapı çalışmaları büyük bir özen ile tarafımızca yürütülmüş, tüm bu teknik çalışmaların yanı sıra insani yardım dağıtımı için ekipler kurulmuş ve bölgeye yönlendirilmiştir” ifadelerinde bulundu.

SUYU OLMAYAN BİR ŞEHRİN SUYUNU YÖNETMEK…

GASKİ’nin uluslararası finans kaynaklarına ihtiyaç duymadığını, ancak dış finansmanlarla aralıksız hizmete devam ettiklerini belirten Sönmezler, “Hayata geçirmeyi planladığımız birçok projemiz var tabiî ki. Orta ve uzun vadede hepsini değerlendirmeyi planlıyoruz. Aşırı göç alan şehrimizde yeni yerleşim yerlerindeki altyapı hizmetimiz için tabi ki dış finansman ihtiyacımız oluyor. JİCA ve MADAD gibi dış finansmanlar ile aralıksız hizmete devam ediyoruz. Bunun yanı sıra tüm dünyada suya olan ihtiyaç oldukça artmakta. Açıklanan veriler ve yağış rejimleri incelendiğinde ne yazık ki kuraklık ve bunun yanı sıra iklim değişikliği gibi kavramlardan söz etmek gerekiyor. Gazi şehrimiz bulunduğu bölge açısından bu kavramları çok daha derinden hissetmekte. Bildiğiniz üzere mevcut durumda dahi içme suyu fakiri bir şehiriz, içme suyumuzun neredeyse tamamını komşu ilimiz Kahramanmaraş’tan sağlamaktayız, bunun oldukça fazla dezavantajını az da olsa avantajını yaşamaktayız. Özetle bizler suyu olmayan bir şehrin suyunu yönetmeye çalışıyoruz. Takdir edersiniz ki bu pek kolay değil ama bu durum bana göre bizim teknik anlamda daha da gelişmemize yardımcı olduğunu ve problemlere çözüm bulma noktasında bizleri daha iyi bir noktaya getirdiğini düşünüyorum. İklim değişikliğinin kuraklık dışında getirmiş olduğu birçok tehlike var aslında, yağış rejimlerinin değişmesi gibi ki bu durum en az kuraklık kadar tehlikeli sonuçlar doğurmaktadır” açıklamalarına yer verdi.

YERLEŞİM NOKTALARINA DİKKAT EDİLMELİ

“Gerek içme suyu havzamızın alması gereken yağış rejiminin dışında yağış alması, gerek şehir merkezimizin aynı duruma maruz kalması oldukça vahim sonuçlar doğurmaktadır” diyen Sönmezler, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sel taşkın gibi doğal afetler yaşamamıza sebebiyet vermektedir. Olması gerekenin dışında, yoğun ve anlık yağışların oluşturduğu taşkın ve sellerin ülkemizde birçok noktada meydana getirdiği mal ve ne yazık ki can kaybıyla sonuçlanan olumsuzlukları görmekteyiz. Tabi bunu sadece altyapı problemi olarak görmek hata olur. Birçok etkeni olan bu tür doğal afetleri sadece altyapı ile çözmeye çalışmak hata olur, daha geniş çapta alışkanlıklarımızı değiştirmek, örneğin şehirleşme alışkanlıklarımızın bazılarını gözden geçirmek; dere yataklarımızın doğal drenaj alanı niteliğinde bırakılması bu durumla başa çıkmamızı kolaylaştıracaktır.”

GASKİ HARIL HARIL ÇALIŞIYOR

Deprem ve doğal afetlerin şehir merkezindeki yükü ağırlaştırdığına dikkat çeken Sönmezler, doğal afetlere karşı önlemlerini almış bulunduklarını dile getirirken, “Deprem hepimizi hem ekonomik hem de manevi olarak oldukça etkiledi ancak ne yazık ki depremin daha büyük tahribat yarattığı il ve ilçelerimiz var. Dolayısıyla bu il ve ilçelerdeki vatandaşlarımızı da Gazi Şehrimizde ağırlamaya başladık ve bu yoğun göç şehrimizin birçok altyapı ve belediye hizmetlerinde ağır yük meydana getirdi. Geçtiğimiz yılın aynı dönemi düşünüldüğünde şehrimizin içme suyu ihtiyacı 500 bin metreküp bölü gün şeklinde hesaplanırken bu yıl için 600 bin metreküp bölü gün mertebelerinde. Bu durum uzun ve orta vadede gerçekleştirmeyi planladığımız yatırımlarımızı kısa vadede öncelikli hale getirmiştir.

Doğal afetler ve doğurduğu sonuçların hayatımıza etkisini oldukça önemsiyor ve konu ile ilgili ulusal ve uluslararası akademik düzeyde birçok çalışma ve proje yürütmekteyiz. Geçtiğimiz günlerde bu çalışmaların bir yenisine daha imza attık. Gaski Genel Müdürlüğümüzün ev sahipliğinde; Gebze Üniversitesi, Japonya Huogo Üniversitesi, Gifu Üniversitesi, 3.11 Memorial Netework Kurumu, Edogawa Üniversitesi ortaklığıyla yürütülecek olan yeni bir projeye başlıyoruz. Proje kapsamında doğal afetler öncesi ve sonrası oluşturulacak eylem planları, afet önleme, risk azaltma, afet yönetimi gibi alt ve üst yapılar için ayrı ayrı hayati öneme sahip başlıklar ele alınacaktır” dedi.

SUYU KORUMAK EN BÜYÜK MİRASTIR

Kuraklık, iklim değişikliği, doğal afetler ve suya olan ihtiyacın giderek artması karşısında GASKİ’nin tüm önlemleri aldığını vurgulayan Sönmezler, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Önümüzdeki yıllarda suya ulaşım ile ilgili Dünya çapında bir kriz olacağı aslında tüm akademik platformlarda dile getiriliyor. Ancak kurumumuz adına şunu söyleyebilirim ki tüm olumsuz koşulların düşünüldüğü plan ve projelerimiz mevcut. Bu konuda çalışmaya da devam ediyoruz. Kuraklık ve iklim değişikliğinden en az şekilde etkilenecek çalışmaları kurumumuz adına yürütüyoruz. Tabi bu konular sadece akademik veriler veya kurumların alacağı karar ve geliştireceği projeler ile çözüme ulaşamaz, bireysel olarak herkese bu konuda büyük sorumluluk düşmekte, ne yazık ki su kullanımı ile ilgili bazı alışkanlıklarımızı değiştirmek durumundayız. Su israfının önüne geçilmesi konusunda bireysel olarak yapmamız gereken birçok şey var. Şuan rahat ve kolayca erişebildiğimiz suya gelecekte ulaşamama ihtimalimizi asla göz ardı etmemeliyiz.

Suyun yenilenebilir bir kaynak olmadığı ve kullanılabilir su miktarının dünyada hep aynı olduğunu asla unutmamalıyız. Suyu korumak için özen gösterilmesi gereken zamanın tam da içindeyiz. Suyumuzu koruyabilmek bizden sonraki nesillere aktarabileceğimiz en büyük miras olacaktır. Biz bu bağlamda Milli Eğitim Bakanlığımız ile müşterek olarak, geleceğimiz olan çocuklarımıza suyun önemini, ne zorluklarla şehrimize getirdiğimizi anlattığımız program ve söyleşiler düzenliyoruz. Su bilincinin oluşmasını bireysel su israfının önüne geçmek adına en önemli başlıklardan biri olarak görüyoruz.”