Başkan Çetin dobra dobra konuştu

Murat Çetin, Gaziantep’te birçok adayın ismi geçerken bir anda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti ile Ankara’ya gitme sürecinden, göreve başladıktan sonraki çalışma prensiplerine, 22 yıllık AK Parti iktidarının çalışmalarından yerel seçimlere kadar kentin siyasetini değerlendirdi. Ayrıca Başkan Çetin, ilçelerdeki atama süreçlerini de anlatarak yapacakları çalışmalar yanıtladı. Başkan Çetin, Gaziantep’in büyüme sürecinden sanayisine, kente yapılacak yeni şehir hastanesinden asayiş sorunlarına, ilçe başkanlıklarına atamalardan, deprem bölgesinde yapılan çalışmalara kadar göreve geldikten sonraki  siyaset içerisindeki hareketliliği anlattı. Depremde eşi ve oğlunu kaybettikten sonra göreve gelen Murat Çetin donanım ve birikimin yanı sıra çalışkanlığı ile de dikkat çekiyor.

HAYATA YENİDEN BAŞLADIM
Sayın başkan, bu fırsatı bize verdiğiniz için teşekkür ederim. İlk önce Ankara'ya çağrılma, başkan olarak atanma sürecinizi kısa anlatır mısınız?

6 Şubat'taki depremden sonra binamız yıkıldığında eşim ve oğlumu kaybetmiştim. Taziye süreçleri bittikten sonra da hayatta kalan tek kızım, eczacılık mezunu oldu. Ve onunla birlikte İstanbul'daydım. Gaziantep'te il başkanlığıyla ilgili araştırma yapıldığından acaba kim olur diye böyle bir çalışma yapıldığından olası başvurular zamanında falan hiçbir şeyden bilgim yoktu. İstanbul'dayken mülakatı yapan Koordinatör Vekilimizin belediye başkanları, meclis üyeleri, il yönetim kurulu üyeleri çapında yapmış olduğu araştırmalarda mülakatta bizim de ismimizin geçmesi üzerine koordinatör vekilimiz ben İstanbul'dayken telefonum çaldı. Buyurun Sayın Başkanım dedim, dedi ki Gaziantep'teyseniz ben il binasındayım, İl binasına gelir misiniz dedi. Dedim ki ben İstanbul'dayım. Niçin? Dedim,  Ya bilmiyor musunuz işte il başkanlığı için mülakat yapıyoruz dedi. Sizin isminiz geçti dedi Ben İstanbul'dayım gelemem dedim. O zaman bana bir CV'nizi atar mısınız dedi. Hemen atamam çünkü eve geçmem lazım bilgisayardan yazmam çıkartmam lazım o şekilde olabilir, yaklaşık bir buçuk saat sonra eve geçtik kızımla. Oturdum bilgisayarın başında hızlı bir şekilde CV’mi hazırladım. Kendisine WhatsApp'tan gönderdim, CV'mizi okuduktan sonra dedi ki ben sizi de Ankara'ya çağıracaklar listesine iletiyorum. Genel merkeze gönderiyorum ona göre genel merkezin takdiri doğrultusunda il başkanı için mülakata çağırılırsınız dedi. Peki dedik. Bir saat geçmedi, Genel merkezden aradılar. Dediler ki yarın saat ikide genel merkezde olursanız Gaziantep il başkanı için bizzat Cumhurbaşkanımız tarafından mülakata davet edildiniz mülakata yapılacak saat 2 de genel merkezde olmanız lazım dediler. Ben de özellikle tekrar bizzat cumhurbaşkanı mı yapacak dedim. Evet dedi. Peki o zaman dedim. Üzerimde kot pantolon ve tişört vardı. Ne takım elbise, ne kravat, ne gömlek hiçbir şey almamıştım, Siyaset noktasında bu depremden dolayı çıktıktan sonra da aklımda hiçbir zaman sadece hayata tutunma, kızımı ayakta tutma, arkasında durma ve kendi iş hayatıma, ticaretime, sosyal yaşantıma dönme çalışması sırasında gelen bir teklif oldu. Kızımla birlikte hemen saat akşam 7’yi bulmuştu alışveriş merkezine gittik. Gömlek, kravat, takım elbise, ayakkabı, bir tam takım olarak giyinerek hazırlanıp gece on bir buçuk gibi de yola çıkarak Ankara'ya geldim. Mülakata katıldık. Böyle olmuştu çağrılma şeklimiz.

CUMHURBAŞKANIMIZ İLE KARŞILIKLI DUYGULU ANLAR YAŞADIK
Cumhurbaşkanı bu size görevi tebliğ ederken orada neler yaşandı?
O gün Sayın Cumhurbaşkanımız genel merkezdeyken 6 il ve yaklaşık 30’a yakın da il başkan adayını tek tek mülakata alıyordu. Herkesle il bazında üç dakika görüşüp kararını vererek açıklayıp bitiriyordu. Gaziantep’i en sona bırakalım demiş ve Antep'i de hepsini bıraktığında da alfabetik sıraya göre Ertuğrul Halil, Mehmet, Murat olarak da son İlin son adayı olarak ben Sayın Cumhurbaşkanımızın huzuruna çıktım. Orada içeri girdiğimizde şöyle bir durum oluştu. Zaten sağ olsun Allah kendisine ömür versin, bizi depremden sonra ziyarete geldiğinde de taziye çadırımıza geldi ve benimle  kızıma taziyesini iletmişti ve acımızı paylaşmıştı. Cumhurbaşkanımızın olduğu bir masa etrafında toplandık, oturduğumuzda öndeki kağıtlara şöyle bir birkaç saniye baktıktan sonra defteri kapattı. Bir dua etmek istiyorum bir Fatiha aldık, ben de duygulandım kendisi de duygulandı. Sonra enkazda ne kadar kaldığımı sordu ve 6 buçuk saat kadar kaldığımı söyledim. Neler hissettiğimi ve duygularımı merak etti. Tam başımın beş santim üzerinde duran bir beton kitlesini gördüğümü anlattım eşim yanımdaydı ve oğlumuza seslendik. O atmosferi o ortamı kendisine anlattım ve çok üzüldü. Allah kimseye böyle acı vermesin bizim mutlu, huzurlu bir hayatımız vardı, eşim rahmetli diş doktoruydu. 25 yıldır Gaziantep’te Diş Hekimliği yapan bir insandı, oğlum da üniversiteyi yeni kazanmış Eczacı olacaktı. Depremin sabahında da aynı gün kapının önünde bavulu hazır İstanbul'a eğitimine devam etmek için yola çıkacaktı. O duygu o an ben tabii ki anlatırken dahi sesim boğularak anlattığımda kendisini de çok üzgün bir şekilde dinledi. İkimizde çok duygulandık.

2002 RUHUNU KENDİME MİLAT EDİNDİM

İl başkanlığına hızlı başladınız. Sizin başkan olarak kırmızı çizgileriniz nelerdir? Nasıl bir yönetim anlayışı benimsiyorsunuz?
“Türkiye yüzyılı” il başkanı profili benim bu şekilde aktif, canlı, heyecanlı, şehrin tüm meselelerine karşı duyarlı olmamı gerektiriyor. Bu sebeple şehirimizin tüm dinamikleri hakkında bilgi sahibi oluyorum, araştırıyorum.Zaten anlayışım yönetimini oluşturma şeklinden başladı. Daha doğrusu şimdi tabii partinin ilk gününden bugüne kadar görev aldığımız veya almadığımız süreç içerisinde hem çalıştık hem aktif roller aldık, hem de çok güzel bir gözlemler yaptık. Yani partideki arkadaşımızın çizgisini anlayabilecek kadar teşkilat bilgisine sahiptim. Ve hak etmediği şekilde partide görev alamayan bir dönem görev almış ama sanki ötelenmiş, kırılmış, küstürülmüş insanları yakinen tanıdığım, kişiliğine karakterine, dürüstlüğüne, dava adamlığına inandığım tüm arkadaşlarımı bu süreçte iade itibar olsun anlamında bir hem de yanımda benle beraber omuz omuza çalışacaklarına inandığım için önceliği oraya verdim. 2002 ruhunun her geçen gün azaldığını hissettiğim için 2002 ruhunu kendime milat edindim. Çünkü o günde şöyleydi; Şehitkamil'de ilk kurucu olduğumuz zamanlarda aramıza gelen, yönetime gelen arkadaşların eminim ki yani bunu çok net bildiğim kişiler vardı. Cebinde dolmuş parası vardı. Dolmuşa binse ekmek alamayacaktı. Sadece ve sadece Recep Tayyip Erdoğan'a olan sevgisinden umudundan yola çıkarak o partiye geldiklerini bildiğim için o dava ruhunu, o yürekten hissettikleri ruhlarını ve partimize kazandırmam gerektiğini düşündüm. Ve tercihlerimi yaparken, yönetimimi oluştururken de aynı hassasiyetle davrandım. Kurucu il başkanlarımız zamanından tutun, yönetimde de görev almış arkadaşlarımızdan tutun daha sonraki Ökkeş Eruslu zamanında görev almış arkadaşlarımızdan ve en sonunda nihai şu son yönetimde görev alan, son iki tane yüzyılın en önemli seçimi genel seçimi, cumhurbaşkanlık seçimimizi 14 Mart ve 28 Mayıs'ta gerçekleştiren cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de burada yatacak kadar 24 saatin hemen hemen 20 saatini bu partiye emek vermiş yönetim kurulu üyeleri kimler diye bu dava inancı kimler diye arkadaşlara sordum. Zaten 12 arkadaşın ismi kendiliğinden ortaya çıktı. Dediler ki ya bu arkadaşlarımız çok çalıştı, çok emek verdi. Onların emeklerinin yerde kalmaması adına son yönetimde görev alan arkadaşlardan da aldım. Bir de bunun üzerine ilk defa buraya gelip de ben siyaset yapmak istiyorum diyen eğitimli, genç, pırıl pırıl en az 5-6 arkadaşımızı da bizlerin yanında gelecek nesillere de örnek olsun gençler bizlerden öğrensin siyaseti doğru yol ilerlemeyi, dava aşkını, bu ruhu örnek alsın bizden sonraki nesillere taşısınlar diyerek de aramıza kattım.Tüm arkadaşlarımızın da kendi uzmanlığına geçmiş tecrübelerine, eğitimine güvenerek partimizi her aşamada sadece seçim odaklı değil ama şu Türkiye yüzyılı dediğimiz Cumhurbaşkanımızın istediği bir o vizyona sahip başkan ve yönetiminin oluşmasını sağlamak adına oluşturdum. Bu şekilde bir vizyonla yola çıktım. Bunda da açıklandığı andan itibaren burada tebrik ve hayırlı olsun ziyaretleri gelenlerden yaklaşık 7-8 bin bizim hemşehrimiz, arkadaşımız, partilerimiz buraya geldiler. En az bundan iki katı fazla da gelmek için randevu istiyorlardı. Ama biz de artık sahada olmamız lazım, çalışmamız lazım diye teşekkür ederek ziyaretlere biraz haftada bir güne düşürdük.

ÇALMADIK KAPI BIRAKMAYACAIZ
20 yıldan beri iktidarda olan bir partinin il başkanı ne yapmalı, ne yapmamalı?

Şu anda tabii dünya o kadar hızlı ve etrafımızdaki ülkelerle kaynaklı, coğrafyamızdan kaynaklı bir ülkemizin kaderi var. Bir Ukrayna ilçe savaşından sonra değişen bir yapı. Bir Suriye savaşıyla meydana gelen göçmenlik durumu. Yıllardan beri süren ülkemizdeki PKK'yla mücadeleyle ilgili Gaziantep üzerinde Gaziantep çok şehirden çok daha farklı bir şehir ve AK Parti'nin 20 yıl boyunca da ilk günden beri bayrağını her seçimde daha yükseğe taşımış Cumhurbaşkanımıza sadakatini de ispatlamış bir şehir. Milletvekillerimiz de, belediye başkanlarımızın çalışmalarıyla da Türkiye'ye örnek olmuş bir şehir. Biz burada Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye yüzyılı ifadesi zaten tam bunu anlatıyor. Yani bu şu demek Cumhuriyet ilan edildiği 1923 yılından bugüne kadar cumhuriyet tarihimizde Türkiye'nin nasıl belirli merhalelerden geçtiği sürecin tamamını 20 yılda AK Parti iktidarı süresince de benzerlerini çok yaşadık. Yine hain darbe girişimi oldu. Yine iç dış kuvvetler bu işin başındaydı ülkeyi bölmek, parçalamak için. Cumhurbaşkanımızın başarılarını kıskanan Türkiye nereye gidiyor? Bu nasıl bir yükseliş? Ekonomik anlamda insanların halkının refah düzeyinin yükselmesi anlamında bu çalışmaları, bu başarıları, duble yolları yani refah düzeyinin yükselmesini, bunları gördükten sonra tabii ülkemiz üzerinde oyunlar eksik olmadı. Ama bu Cumhuriyet tarihinden beri zaten hep bu ülke üzerinde gözü olan, emelleri olan hain güçler hep vardı. Bu yirmi yılda da bunlar hep var oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın dik duruşu dünya beşten büyüktür diyerek  bütün dünyaya one minute diyerek de İsrail'e çekmiş olduğu resti bizleri zaten coşkuyla kendisine bağlılığımızı çok daha fazla kamçılamıştır. Bunun yolunda izne gitmek adına da o bizim dava liderimizdir. Ümmetin lideridir. Allah kendisine sağlıklı, hayırlı, uzun ömürler nasip etsin. Başımızdan da eksik etmesin. Biz de kendisine layık olacak politikaların arkasında dimdik durabilecek bir anlayışla Gaziantep özelinde de aynı başarıyı kendisinin çıtasına, bayrağını daha yükseğe taşımak adına da aynı çalışmalarımızı aynı hassasiyetle devam edeceğiz Halkın içinde olacağız. Fakirin, garibin, yanında olacağız. El sıkılmadık, kapısı çalınmadık bir ev, bir daire, bir gecekondu bırakmayacağız. Halkımızla iç içe hep beraber olacağız inşallah.

BAŞARILI BULDUĞU ADAYLARA 3 DÖNEM KURALI GETİRMYECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM
Sayın Başkan 2024 yerel seçimlerinde üç dönem kuralı uygulanacak. Gaziantep ilçeleri için bir istisna bekliyor musunuz? Şahinbey ve Şehitkamil için 3 dönem kuralını destekliyor musunuz?

Şimdi şöyle, tabii bu konu parti teşkilatımız içerisinde tüm illerde görüşülen, merak edilen bir husus geçmiş dönemde de milletvekillerimiz için de yine aynı üç dönem kurula konusunda uygulanmıştı. Büyük bir olasılıkla yani buradaki oran söylemek tabii ki mümkün değil. Bu  Cumhurbaşkanımızın takdiridir. Ama il bazlı çalışmalarda ben Cumhurbaşkanımızın mevcut belediye başkanlarımız üzerinde zaten tasarrufu olduğunu, bilgisi olduğunu, Gaziantep'i özel mülakatımızda il başkanı mülakatında kendisiyle 15 dakikada sadece Gaziantep'i konuştuk. Ayrıca ben Sayın Cumhurbaşkanımızın Gaziantep'e hakimiyetine şahit bir insanım. Belediye başkanlarımız üzerindeki tüm tasarruflarını ve bilgi sahibi olduğunu biliyorum.
Kendisinin uygun gördüğü, başarılı bulduğu, politikaların devamında şehrimiz adına devam etmesini istediği adayda 3 dönem kural şartı getirmeyeceğini düşünüyorum ama genel bir teori olarak davranır üç dönem olanlar dinlensin diyebilir yine kendisinin takdiridir. Sayın Cumhurbaşkanımızın çalışmaları devam ediyor. Bu hususta en son tüm bilgileri derlediğinde ben de merakla bekliyorum. Artık haktan hayırlısı, şehrimiz için en hayırlı sonuç neyse Cumhurbaşkanımızın tercihidir mutlaka o yönde olacaktır. Kendisine inancımız, güvencimiz tamdır.

GAZİANTEP’E YAPILAN BÜROKRAT ATAMALARINI DEĞERLENDİRDİ
Gaziantep'te yapılan bürokrat atamalarında zaman zaman Cumhur İttifakı içerisinde görüş ayrılıkları oldu bundan sonra bu atamalar nasıl olacak? Son olarak Sağlık Müdürü görevden alındı.
Siz nasıl bir duruş sergileyeceksiniz?
Şöyle şimdi şu an tabii genel başkanlarımız arasında Sayın Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanımız arasındaki o duruş, o birlik beraberlik o ülkenin beka konusundaki iki partinin ve diğer ittifak partilerimizin genel başkanlarının da özellikle cumhurbaşkanlığı seçiminde göstermiş oldukları performans takdire şayan. Sayın Cumhurbaşkanımız bu hususta da ittifak partileriyle aynı birliği, beraberliği, uyumu çok güzel bir şekilde sağlıyor, yürütüyor. Biz de kendisini örnek aldığımız için yerelde de aynı keza tüm ittifak partilerimizin il başkanlarıyla ittifak ve uyum, huzur içerisindeyiz. Buralardaki bürokrat atamaları hususunda bakanlıklarımız uygun gördüğü veya bizlerin de eksik gördüğü yerlerle ilgili istişareleri yapıyoruz. Bunu yaparken ben bir il başkanı olarak tek başıma şu müdür gitsin, şu müdür gelsin kesinlikle benim yapımda da öyle bir durum zaten söz konusu değil. Önce kendi içimizde Adalet Bakanımız milletvekillerimizle beraber daha sonra valimiz yapmış olduğumuz istişarelerdeki kurum müdürlüklerindeki kendisinin görüşlerini alarak değişmesi, bu hani nasıl vekiller değişiyor, nasıl başkanlar değişiyor? Yeni bir enerji, sinerji gelişiyor aynı keza kurumlarında aktif, canlı, daha dinamik olmasına adına bu değişiklikler söz konusu olabiliyor. Şahıslarla herhangi bir bireysel olarak hiç kimse bakmadan sadece o kurumun menfaati çerçevesinde orayı daha iyi temsil eder noktasında karar verilen arkadaşlarımıza da biz de özelde konuşuyoruz. İttifak partisi il başkanlarıyla ilgili de zaten aynı huzur ve uyum içerisindeyiz. Verdiğimiz karar konusunda da hiçbir zaman daha şuana kadar hiçbir olumsuz bir durum oluşmadan da kurumlarımızı aktif hale getirmeye devam ediyoruz.  Son il sağlık müdürümüzün değişiminde de bizzat Bakan Bey beni arayarak Orta Doğu'nun da en büyük şehir hastanesini oraya kurduk. Oradaki yapıyı çok daha hızlı, çok daha başarılı kılacak arkadaşlar. Güvendiğim bir arkadaşımı gönderiyorum diye söyledi.
Bizde Sayın Bakanım, sizlerin takdirleri baş tacı diyerek kabul ettik.

KAMUOYUNDA ŞAHİN VE TAHMAZOĞLU POLEMİĞİ
Kamuoyunda Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, Yamaçtepe nedeniyle adeta restleştiler diye biliniyor. Yerel seçimler öncesi, Sayın Şahin, Sayın Tahmazoğlu bir araya gelerek bu konuyu konuşacak mısınız? Genel merkezin bu konuya bakış açısı nedir?
Siyasi hayatları boyunca 22 yıllık bir siyasi geçmişi var ikisi de abimiz, ablamız, kardeşimiz. Birbirinden başarılarla dolu da bir siyasi geçmişleri ve hizmet anlayışları var. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Fatma Şahin milletvekilliği, kadın kolları başkanlığı, aile sosyal politikaları bakanlığı ve 10 yıldır da büyükşehir belediye başkanlığı yapıyor. Tecrübesiyle geçmiş mazisiyle çalışkanlığıyla da Ankara'da Gaziantep'e getirecek hizmetler konusunda inanılmaz efor sarf ediyor. Ben onu her fırsatta kendisine de zaten tebriklerimle, takdirlerimi sunuyorum. Tahmazoğlu Başkanımız on beş yıldır Şahinbey'de bir düşünün 15 yıl önceki halini gözünüzün önüne alın. Şu anki Şahinbey gözünüzün önüne alın. Oradaki kentsel dönüşümlerle oradaki açmış olduğu bir milyonluk nüfus ve yaklaşık 58 sekiz ilden daha büyük bir ilçeden bahsediyoruz. Burada da şehrin oradaki tıkandığı her konuda da aktif rol oynayan açmış olduğu yollarla kentsel dönüşümlerle ve şehrimizde gelmiş göçler Suriyelilerin en yoğun olduğu bir bölge adına uyguladığı politikalarla da ve sosyal yardımlaşmalarla, eğitimi, sporu teşvik edici ödüllendirmelerle de halk tarafından da ilçesi bazında saygı gören, sevgi gören, takdir gören bir belediye başkanımız. Biz partimiz adına, iki belediye başkanımızın zaten aynı uğurda, aynı çizgide çalışıyorlar birbirinden başarılılar biz de teşkilat olarak başkanlarımızın başarılarından gurur duyuyoruz.
Az önce röportajımızın başında bahsetmiştim. Sayın Cumhurbaşkanımız Gaziantep'e çok hakim şu konuştuğumuz konuların hepsiyle ilgili ben de kendisiyle yapmış olduğum özel görüşmemde de bunu zaten bizzat duyarak bilen bir insanım. Bu hakimiyetini, bu bilgi birikimini, Gaziantep’teki bu hızlı gelişmeyi, hızlı göçün karşılığında yapılan hizmetlerdeki başarıyı Sayın Cumhurbaşkanımız biliyor. Tasarrufları ne yönde olur? Genel Merkezin Cumhurbaşkanımızın özellikle büyükşehir belediye başkanlarına ve büyük nüfuslu ilçelerdeki hassasiyeti geçmişten beri malum bizzat kendisi buna zaman veriyor, kafa yoruyor, çalışıyor. En doğru anketler noktasında halk karşılığı olan insan konusunda tasarrufları hep olacaktır, olmuştur.  Çok doğru tespitleri söz konusu olmuştur. Yine Cumhurbaşkanımızın çalışma usulünde kendisini nasıl takdir ederlerse bizim için emirdir.

GAZİANTEP’E YENİ İLEÇLER ŞART MI?

Gaziantep hızlı büyüyor yeni ilçelerin oluşturulması gerektiğini düşünüyor musunuz? Çünkü daha önce Karataş ve Gazikent gündeme getirilmişti. Neler söyleyeceksiniz?
2014 yılında bu yine gündeme gelmiş. 2010 döneminde bununla ilgili hatta çalışma da yapılmıştı. Benim gördüğüm şu, ne kadar küçüldükçe, bölündükçe bir o kadar oradaki bürokratik ilerleme, orada oranın belediye başkanı teşkilatı, kaymakamı, diyaneti, bütün kurum müdürlükleriyle ilgili birimler, bunların hepsini zaten devlete olan ayrı bir maliyetleri dışında işleyişte de alttan üste doğru gidişte o ilçenin küçüldükçe sorunları çözmek adına daha zorlanabileceğini düşünüyorum. Daha önceden mesela bir şehrin tek belediye başkanı vardı tek belediye başkanı icap eder büyüdükçe ayrı birimler, irtibat büroları, bölgesel bazlı çalışmalar kurarak işleyişi hızlandırabilir. İşin özü yani ben Şahinbey'in Şehitkamil'in birer milyon nüfusa sahip olan iki ilçe mesela bugün bizim 200 bin nüfuslu ilçe bölünerek sorunların da daha çok artacağı kanaatindeyim. Ama iş paylaşımı, görev dağılımı hakimiyeti konusunda zaten AK Parti bu konuda çok başarılı. Bizim belediyelerimiz çok başarılı. Bu haliyle olması gayet şu an için mantıklı ilerleyen zamanda nüfuslar çok daha fazla olursa o  zaman yine genel merkez tarafından partimiz tarafından değerlendirilecektir.

BEN GAZİANTEP’TE CUMHURBAŞKANIMIZA YAKIŞAN DAVRANIŞI YAPARIM
Son zamanlarda yine bir protokol konusu var. Protokol kurallarını dikkat almıyor şeklinde eleştiriler var sizinle ilgili. Bu konuda ne dersiniz?

Şimdi o konuda Mehmet Bey gerçekten şöyle bir durum var. işin aslı Cumhurbaşkanlığı sistemi geldikten sonraki bakanlarımızın ve deprem olduktan sonra şehrimizle ilgili bakan gelme sıklığımızın artmasıyla ilgili biz hemen hemen her hafta havaalanında bakanımızı karşılıyoruz. Genel merkezden ve bakanlıklardan hangi bakanımızın geleceği zaman özel kaleme direkt direkt beni arıyor. Diyor ki Sayın Bakanım şu gün gelecek. Bunun içerisindeki o günkü bakanımızın gelme amacında eğer konu valilik bazında devlet bazında herhangi bir açılış, bir proje, bir toplantı falan varsa o kısmı valimizde özel kalemiyle zaten yürütüyorlar. Bir taslak oluşturuyorlar sonra da özel kalem hani bana dönerek diyor ki Valimizle görüştük. Ben de orada önerileri sunuyorum. 4-5 madde içinde şunlar da olabilir şunu ama her seferinde AK Parti İl teşkilatını mutlaka ziyaret etmesini bakanımızın teşkilatımızla kaynaşmasını istiyorum. Deprem bölgesinde mutlaka ziyareti hususunda orayı çünkü geldiğinde yerinde inceleyip görmesini istiyorum. Programı birlikte yapmış olup nihai program sen ben demeden valimizden, bizden, belediye başkanlarımızın tekliflerinden gelerek oluşmuş oluyor. Sonuçta en doğru, en güzel liste olsun, program olsun. Şimdi Sayın Bakanımız bunu bu şekilde yürüttüğünde şehrimize geldiğinde, havaalanında karşıladığımızda da sayın valimiz nasıl Cumhurbaşkanımızın Gaziantep'teki
Mülki daire olarak temsilcisiyse ben de Sayın Genel Başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın AK Parti'deki temsilcisiyim. Benim burada Murat Çetin'den ziyade sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Gaziantep'teki duruşunu kesinlikle adına, pozisyonuna layık olduğu şekilde davranmam lazım. O yüzden de sayın bakanlarımız geldiğinde protokolle ilgili geldiklerinde ben havaalanında Sayın Valimle birlikte gelen bakanlarımızı karşılama gerekliliğini düşünüyorum. Buradaki protokolün sıralaması altı üstü konusunda bir şey diyemem. O mevcut olabilir. Ama ben kendim il başkanı olarak genel bakanlarımızı ilk sırada Sayın Valimizle birlikte karşılama gerekliliği olduğunu düşünüyorum. Sonrasındaki bakanlık programlarıyla ilgili milletvekillerinin çağırılması, orada il başkanlarının olup olmaması konuları benim dışında gelişen bir şey. Çünkü Bakanımız gelmiştir bütün grupların programlarına eşlik ediyorum. En sonunda havaalanına uğurlayıncaya kadar da yanından ayrılmıyorum. Bana düşen görev böyle olduğunu düşünüyorum.

İLÇE BAŞKANLARI TİTİZLİKLE ATANDI
İlçe Başkanları atamaları hakkında ne dersiniz? Süreç biraz eski uygulamalardan farklı oldu.Neler söyleyeceksiniz?
Şöyle çok kısa anlatayım çok detaylı daha önceki basın toplantımızda tüm basın mensuplarına zaten anlatmıştım. İşleyiş genel merkezin dediği şekilde oldu. Tüm incelemelerin tamamı teşkilat bazında, belediye başkanları, ilçe başkanları bazında ve kişiler hakkındaki yorumlarını almış olduk. Öne çıkan isimleri ve başvuranları beraber aynı havuzda toparladık. Başvuran arkadaşlarımızın içerisinden ve o ilçeyle ilgili öne çıkan isimlerin tamamını mülakata çağırdık. Ve en son koordinatör vekilimizle birlikte en az üç tane adayı genel merkeze çağırmak, götürmek suretiyle de elemeyi kendimiz yaptık. Ondan sonraki sürecin tamamı genel merkezde ikinci bir komisyon, üst komisyon dediğimiz komisyonda teşkilat başkan yardımcımızın, bölge koordinatörümüzün, il koordinatörümüzün ve benim olduğu bir komisyon oldu.Ve o komisyonda o odada bir kez daha kendilerini ifade ettiler. Orada da oradaki heyetin vermiş olduğu değerlendirmeye göre de teşkilat başkanımıza biz kanaatimiz birkaç isim olabilir şeklinde dendi. Bizim de şahsi bildiğimiz için birebir adayların hepsini ben bu başvuru adaylarının hepsini yıllardan beri partimiz içerisinde görev alan arkadaşlar her birine eşit adaylı olabilecek şekilde bu arkadaşın bu yönü çok önemli bu yönü çok iyi olabilir diye de olumsuz varsa olumsuzluğunu da söyleyerek müdahalem bu noktada olmuştur. Ya bu arkadaşımızın şu yönü iyi ama şu yönde kötüdür. Ama şunu bilin ki Mehmet Bey gelecek adayların tek istediğim konu şuydu. Gaziantep'te ve esas genel siyasette herkes görevini yapması lazım. Yani belediye başkanı belediye başkanlığını yapmalı. İl başkanı ve ilçe başkanları teşkilatlarında İlçeleriyle ilgili, teşkilat yapısıyla ilgili çalışmalı. Milletvekilimiz milletvekili olarak Ankara'da mecliste görevini yerine getirmeli. O yüzden de şahsım benim il başkanı olarak durmam gereken yerdeki dengeyi ve aynı çizgiyle de ilçe başkanlarının da kendi ilçesinde teşkilat odaklı olması ve oranın belediye başkanıyla uyumlu çalışması ama o ilin büyükşehrine, diğer ilçe başkanı, belediye başkanlarıyla da herhangi bir rekabet, husumet, kavga, taraf olmaması. Benim üzerimde durduğum tek ve en önemli konu yeni ilçe başkanlarımız kimsenin adamı olmasın, kimseye bağlı olmasın. Teşkilata bağlı olsun Teşkilatın il başkanı bensem de hiyerarşide benimle birlikte uyum içinde çalışacak arkadaşlar olsun diye genel merkeze söylemişimdir. Buna rağmen en son kalkarken de sayın teşkilat başkanımıza efendim sizlerin başkanımsınız. Sizin öngördüğünüz hangi isim olursa sizin kararınız. Hangi isim olursa da ben onunla uyum içerisinde. Ben teşkilatçı bir insanım. Yirmi iki yıldır bu konuyu bilen bir insanım. Yarın aynı husus belediye başkanlarımızca söz konusu olacak. Hangi belediye başkan adaylığını, hangi ilçe başkanını belirlerseniz de
Teşkilatımın emrinde adayımla birlikte başarımız için dört dörtlük çalışır diyerek de çıkmış bir il başkanıyım. İlla şu isim olsun, illa bu olmazsa olmaz gibi hiçbir aşamada Ankara'da dahil olmak şartıyla Öyle bir restleşme, öyle bir olmazsa olmaz falan gibi duruma girmedim. Tek çizgim neydi? Kırmızı çizgim seçilecek adayın kimsenin adayı olmasın. Eğitimde düzgün temsil etsin noktasıydı.

TARIMSAL ÜRÜNLER HAYAT DAMARLARIMIZ
Ticaret borsasında yöneticilik yaptınız. Tarımsal konulardaki yerel sorunların çözümüne yönelik hükümete bir rapor sunacak mısınız?
Şimdi tabii ben 12 yıllık bir ticaret borsası geçmişim var. 10 senesini meclis üyesi olarak son iki yılında yönetim kurulu üyelesi olarak devam ettiriyordum. Burada Gaziantep tarımıyla ilgili ticaret borsası denildiğinde zaten tarım politikasının geliştirilmesi, sorunları çözme, canlı hayvancılıktan tutun rekoltelerle ilgili durumlar ve Antep fıstığı bizim şehrimizle anılan çok önemli bir ürün. Gaziantep en az on 3-4 milyon ve Türkiye'deki beşinci sıradaki ağaç varlığıyla bir zeytin şehri. Bunu çok şehirde, diğer illerde bilmiyorlar. Antep'te zeytin var diyebiliyorlar. Benim kendi işimde zaten zeytinyağı fabrikam var. 2005 yılından beri 19 yıldır bu işimle ilgiliyim. Bununla ilgili STK'larda en üst düzeyde temsillerde bulundum. Dernek başkanlıkları yaptım. Konuya hakimiz. Bu da benim için çok ayrı özel bir tecrübe. Sorunları da biliyoruz hangi bakanlığımızla ilgili özellikle Tarım Bakanlığımızla ilgili hususlarda, konularda zaten sektörden gelen, geçenlerde mesela canlı hayvanla ilgili bizzat gerek meclis üyelerimizden, gerek büyük üreticilerden sorunlarımız var dediğinde bunu anlayacak ve bunu çok hızlı bir şekilde de bakanlarımıza, üst düzeye iletecek kadar da reaksiyon gösterebiliyoruz. Tarım konusunda, tarım il müdürümüz olsun, ticaret borsamızın mevcut yapısı, anlayışı olsun bizlerin bizlerinde desteğiyle Gaziantep'te önerdiğimiz şeylerin özellikle coğrafi şartlar konusunda en çok coğrafi işaret alıp, başvurup, ürünlerine sahip çıkan kurum Ticaret Borsası'dır. Oradan çıkan ürünleri sonuna kadar takip eden bir birimimiz vardı. Bugün ama gastronomi şehri Gaziantep'te yüz bir tane coğrafi işaretimizle övünüyoruz. İşte bu yine bu anlayışın eseri olarak zaten yöresel hem turizm şehri, hem sanayi şehri, hem bilim şehri hem spor şehri hem de tarım şehri dediğimiz Gaziantep'te demek ki kurumlar, insanlar bu konuda gayet başarılı ve etkinler. Çıkacak yönetmelikleri konusunda bile bakanlığa öneri gösterecek, götürecek kadar da reaksiyon gösterebilen bir yapımız var.

BİZİM İÇİN TÜM SEÇİMLER İLK VE EN ÖNEMLİSİ
Yerel seçimlere yönelik bakış açınız nedir? Merkezin genel politikalarının yanı sıra sizin yerel ölçekli bir programınız olacak mı?
Şöyle söyleyeyim. AK Parti o kadar büyük, o kadar zengin, o kadar tecrübeli bir parti ki şu ana kadar geçmiş tüm seçimler sanki ilk ve en önemli seçimmiş gibi o seçim dönemine sahip çıkan bir partiyiz. Zafer odaklıyız, kazanmak odaklıyız. 7 Ekim de büyük kongremiz var genel kurulumuz. Ondan sonra da o büyük kongreden sonra da o kongrede Sayın Cumhurbaşkanım zaten yerel seçim startını verecek. Bizler bu dönemde yazı bile halkımızla, köylümüzle tüm mahallelerle böyle gezerek iç içe geçirdik. Vekillerimizin yaz tatili programında her vekilimiz sahadaydı burada yine aynı keza halk günü başlattık. Her hafta cuma günü dedik şu anda iki milletvekilimiz bu görevini yaptı. Nöbet sırasına göre sırayla yapıyorlar. Bu cuma yine Sıra sıra devam edecek. Tüm vekillerimiz farklı buluşuyor. Onun zaten halktaki karşılığı çok kabul görüp çok doğru, çok memnun oldular. Çünkü halk geldiğinde il başkanını görüyor, milletvekilini görüyor. Derdini söylüyor. Burada sadece yine genel merkezimin istediği ama benim de özellikle üzerinde durmak istediğim belediye meclis üyelerimiz konusundaki daha vizyoner, daha eğitimli, daha konuya hakim hem demografik yapıya uygun insanlar hem de belediye çalışmalarında daha etkin bulunabilecek belli meclis üyelikleri konusunda hassas davranacağım. Onu da birazcık daha detaylı bir çalışma yapmayı düşünüyorum.

DEPREMDE ÇOK YARA ALMIŞ BİR İNSANIM
Siz de bir depremzede olarak sık sık deprem bölgesinde zaman geçiriyorsunuz. Orada durum nedir? Ne gibi çalışmalar yürütülüyor?
Mehmet bey, deprem dendiği zaman bende çok acı anıları olan bir insanım. Yani şu Gaziantep'te bir depremzedeyi anlayabilecek en iyi insan olduğumu düşünüyorum. Onların mağduriyetlerini, eksiklerini, yaşadıklarını, ruh hallerini de çok iyi biliyorum. O hassasiyetimi yönetimimde ve il teşkilatımızda binamızda da her yerde dile getiriyorum. Sayın Bakanlarımızın gelmesi, belediye başkanlarımızın çalışmalarında zaten hep o bölgelerle ilgili, depremzedelerle ilgili hassasiyet tüm birimlerimizde zaten var. Ben de il başkanı olarak bunun biraz daha canlı tutulmasını sağlıyorum. Yaraların sarılması için bu insanların zaten yaşamış oldukları bir kayıplar, acılar onları zaten biliyoruz. Devletimiz çok hızlı bir şekilde Allah razı olsun ki Cumhurbaşkanımızdan bir tane çadırda kalan vatandaşımız yok. Hepsi konteynere yerleşti. Hepsinin halen bugün olmuş tüm ihtiyaçları konusunda devlet aynı babalığını yapıyor. TOKİ'ler evler yapılıyor. Bütün projelendirme süreci. Tabii kolay bir şey değil. Yani bu iş öyle bir hep birlikte ilgi ve alaka isteyen bir konu ki yeni binaların yapılacağı yerden tutun oranın altyapısından tutun oradaki insanların her birinin yeni bir hayatlarına yeni bir evlerini geçebilmeleri adına çok hassas çalışmalar yapılıyor bununla ilgili de Allah nasip ederse kendi edindiğimiz şiar şu ben tüm yönetim kuruluyla hatta kendi birimizle bir afet komisyonu kurduk. Yani bu Türkiye'de hiçbir il başkanlığında yoktur. Bizim zaten bu konuya olan hassasiyetimizi gösteriyor. İl başkan yardımcım, siyaset işleri başkanımın bünyesinde o başkanın birebir şu anda tüm konteyner kentte kalan depremzedeleriyle ilgili çalışmalar yapıyorlar. Hatta öyle bir hale geleceğiz ki inşallah şu her bir depremimizi değil de ilgilenebilecek belli bir sayıdaki bir depremzedenin İl Başkan Yardımcılarıma, il yöneticilerime, ilçe yöneticilerine zimmetleyecek kadar oradaki 10 aileyi, oradaki 20 aileyi bir kişi arayacak, soracak, takip edecek. Bir şeye ihtiyacınız var mı? Çocuğumuzun okul durumu nasıl oldu? Evle ilgili konteynerle ilgili bir sıkıntınız şöyle mi? Hak sahipliğiyle ilgili başvurunuzu yaptınız mı? Onlara birer gönüllü rehberlik yapacak. O depremzedenin hukuki işleriyle ilgili yine aynı keza yönetimde bulunan dokuz tane avukatın hepsi hiçbir talep almadan biz hukuki süreçleriyle ilgili kendilerine ücretsiz danışmanlık yapacağız. Bunun sebebini tabii temelinde depremin bende bırakmış olduğu ağır ve derin bir iz var.

ENERJİMİ CUMHURBAŞKANIMIZDAN ALIYORUM
Geldiğiniz ilk günden bu yana iyi bir performans sergiliyorsunuz. Boş zamanınız yok. Enerjinizi nereden alıyorsunuz?

Enerjimi başta Sayın Cumhurbaşkanımdan alıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız bir Türkiye'nin duruşunu, dik duruşunu 85 milyon vatandaşının derdini ve milyarlarca ümmetin de sözcüsü olmuş. Bu kadar ağır bir yükü taşırken ve bana da Gaziantep üzerinde bir sorumluluk vermiş. Sayın Cumhurbaşkanımıza layık olmak. Depremden çıkmış ölüm ile yaşamı 5 santim kala betonla yaşamış. 6 buçuk saat enkazın altında kalmış bir insan olarak. O anda dünyanın kendisinin olsa milyarlarca, trilyonlarca serveti, adamı, askeri, her şeyi olan bir insanın oradaki o beş santimi durduracak bir Allahın iradesini canlı canlı yaşamış bir insan olarak burnu bile kanamadan da yeniden sanki anne rahminden doğmuş bir çocuk gibi de yeniden hayata yeni doğmuş bir il başkanı bir insan olarak daha sonra da Rabbimin takdirleriyle de Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle sana bu görev vereyim denmiş bir başkan olarak  benim bu saatten sonra bütün konsantrasyonum gerçekten bu halkın bu Cumhurbaşkanımızın, AK partinin kurulduğu günden bugüne kadar zaten o halkının yanında garibin, ezilenin ihtiyaç sahibinin hepsine dokunun, onun yanında olun dediği emrine layık bir şekilde çalışma aşkı, beni emin olun günde en az üç saat dört saat uykuyla şu anda yetmiş altıncı gün benim il başkanlığımda yetmiş altı gündür hiç yorulmuyorum. O enerji bana o güç Cumhurbaşkanımıza layık olma ve Allah'ın razı olması sevdası beni hiç yormuyor. Daha çok her günün, her geçen gün daha da bir ayrı bir ilk günmüş gibi, şevkle, heyecanla geliyorum. Sabah sekiz buçuk dokuzda il binamıza gelip gece ikilere kadar ben ve arkadaşlarım çalışıyoruz. Allah da çalışanın yanındadır. İl teşkilatı oldu. Aynısını ilçelerimiz bizi örnek alıyor şimdi. Yeni atanan başkanlarımız da yarın yönetimi kurduğunda inşallah aynı desturla yürüyecekler. Bize yakışan bu. Yürüyeceğiz, koşacağız, dokunacağız insanlarla iç içe olacağız, dertlerini dinleyeceğiz, sıkıntılara çözüm bulacağız.

MASALAR BİRBİRİNE GİRDİ
Türkiye'nin güncel siyaseti ve muhalefetin içerisindeki hareketleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zaten Cumhurbaşkanımızın 14 Mayıs ve 28 Mayıs'taki seçimler neticesinde beş yıl daha cumhurbaşkanı olarak görevine devam etmesine Milletimizin sağduyusuna Allah razı olsun. Güvendiler, inançları yirmi iki yıldır devam etti. Ve Cumhurbaşkanımız beş yıl daha bu ülkenin başında liderliğini devam ettirecek. E tabii bu başarı birileri bölmeye, parçalamaya da Allah'a şükürler olsun yetiyor. Şu anda  izliyoruz, bakıyoruz. O beşli masa, altılı masa, yedili masa dediklerinin tamamı darmadağın oldular. Birbirlerine girdiler. Kendi içlerinde koltuk savaşları başladı. Ne pazarlıkların yapıldıkları ortaya döküldü. Yüzde sıfır virgül sıfır bir oy oranı olmayan insanlara bakanlık sözlerinin verildiği efendim masadan kalkmaları, geri oturmalar zaten halkımız bunu çok güzel görüyor. Yani bunlara değil böyle buyurun ülkeyi idare edin noktasında yarın aynı anlayışı yerel seçimlerde de halkımızın sağ duyusunu zaten gösterecek. Bu halkın bu sağduyusu zaten idareyi, yönetimi vermesi gerektiği kişiyi seçiyor, biliyor. Çok da güzel o sağduyuya sahip bir halkımız var. Allah razı olsun. Ülkemizde zaten bu uğurda her geçen gün doğru insanlarla, doğru adımlarla da gitmeyi gerektiğini zaten sandıkta gösteriyorlar.

GAZİANTEP’E 2. ŞEHİR HASTANESİ MÜJDESİ

Sayın Başkan, AK Parti hükümetleri döneminde sağlıkta büyük atılımlar yapılmış ve AK Parti'ye oy verenlerin bu tercihinde her zaman sağlık konusunda büyük bir atılımlar yapmıştır. Gaziantep özelini nasıl değerlendiriyorsunuz? Yani Türkiye geneline göre Gaziantep sağlıkta payının düşen payını alabiliyor mu?
Gaziantep tabii göçmeniyle birlikte 2.5 milyonu aşmış bir şehir. Nasıl bir trafik bununla ilgiliyse bir sağlık hususu da konut yapısı da hava kirliliği de çevresel durumlarda bu şehrin zaten yöneticileri açısından değerlendirilmesi gereken en önemli hususlar. Burada hastaneler tabii ki sağlık sistemindeki Sayın Cumhurbaşkanımızın ilk geldiği günden beri kurmuş olduğu şey dünyada örneği yok benim ben diyen, şu dünyadaki hani o beş, dünya beşten büyüktür dediği ülkelerdeki bir sağlık sistemlerini incelediğinizde bile vatandaşına bu kadar dokunabilen insan ülkeler mümkün değil yok. Geçmişte hastanelerde rehin bırakılan, cenazesini dahi alamayan senet imzalayıp da icralara kadar gelip evine eşyalarını alan hastaneler, anlayışlar vardı. Yönetimler o zamanki dönemin başkanları, başbakanları vardı. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu zaten sağlıktaki dönüşümü ve oradaki aldığı kararlar halkın yanında aynı teveccühü bugüne kadar olmuş hala devam ettiriyor. Gaziantep üzerinde de şu anda özellikle biraz da gecikti tabii ki yapılım süreci olsun, bazı başka sorunlardan kaynaklı. Bugün bölgenin ve Orta Doğu'nun en büyük hastanesi 1875 yataklı bir şehir hastanesi yapılıyor. Yani Adana'da bile bu sayı 1100. Diğer illerde 800. Türkiye'de üçüncü sırada Çam Sakura'dan sonra bir hastanede Ankara'da ve Gaziantep'te var. Sağlık Bakanımızı da ziyarete gittiğimizde şöyle bir konuda geçmişti. Onu da burada bahsedeyim. Dedim ki Sayın Bakanım, Gaziantep büyük nüfuslu bir şehir. Şu anki şehir hastanemiz yakında açılacak. 1875 yataklı ama şehrin Şahinbey ilçesinde bugün diğer bir milyon Şehitkamil'de yaşayan halkımızla aynı hizmeti alma noktasında Şahinbey'e git gel yapacaklar. İşte hastaları, ambulansları vesaire öyle bir ulaşım, trafik sıkıntısı olacak. Şehitkamil'de bir o kadar önemli ve büyük bir ilçe Şehitkamil de de bir şehir hastanesini şimdiden söyleyelim inşallah en hızlı şekilde oluşsun ki orada da bir şehir hastanemiz meydana gelsin. Nüfus anlamında da zaten bunu hak ediyor. Sayın Bakanımız anında dedi ki Şehitkamil'deki hastanemiz kaç yataklı? 500 yataklı dedim. Biz bunu 1200 yataklı şehir hastanesi formatında planlıyoruz. Başkana teşekkür ediyoruz bu şekilde önerisi çok haklı. 1200 yataklı, ikinci şehir hastanesi Gaziantep'e hayırlı olsun dedi. Ve şu anda bir tek İstanbul'da bildiğim kadarıyla bir de Ankara'da olması lazım, iki tane şehir hastanesi varken, Gaziantep'te iki şehir hastanede bir hale gelecek. Bunu şu anda planlama, çalışmaları devam ediyor. Bu da yine halka sağlık konusunda, yerelde de Gaziantep'in Sağlık Bakanımız ve partimizin Antep'e göstermiş olduğu iradeyi ortaya koyuyor. Halkımız da inşallah bu hastanede açıldığında ben Adana'daki şehir hastanesini çok yakından biliyorum. Annemin oradaki ameliyat sürecinde bizzat oradaki işleyişi de izlemiş görmüş bir insanım. Beş yıldızlı otel formatında Türkiye yüzyılına yakışan bir vizyon ve fiziki yapıyla ve anlayışla da halka sağlık konusunda da yine hizmetlerin en güzelini halkımıza AK Parti sunuyor.

ŞEHİR HASTANESİ’NDE SON VİRAJ
Şehir hastanesi açılışıyla ilgili süreç ne durumda? Hastanenin açılışı ne zaman?
Artık o kadar sona yaklaştık ki ben dün Sayın Bakanımızla hem İl Sağlık Müdürlüğümüz konusunda hem de bu şehir hastanesinin açılış günüyle ilgili konuştuğumda çok az kaldı başkanım. Birazcık daha dayanın dedi. Orada tabii bakanlarımızın, bakanımızın ilk gün yaptığı şey idari yapı ve başhekimimizin oluşturulmasıydı. Başhekimimiz geldi. Başhekimimizi de ben yakından tanıyorum.Daha önceki yine bir şehir hastanesine, Adana Şehir Hastanesi'nin kuruluşunda ve ilk kurucu başhekim olarak görev almış bir insan, tecrübeli. Gaziantep adına bir şans olarak görüyorum başhekimimizi de aynı keza. Genelde şu anda hastanenin tüm simülasyonlarını tamamlandı. Yani yeni kurulan bir şey. Çok o kadar hassas ki sistemsel olarak bir telefon trafiğinden tutun, randevu sisteminden tutun her şeyin entegre olması gereken bir sistem. Bütün alet, ekip, edevat her şeyimiz hazır. Çevre düzenlemesi yapılmış bir açılışı noktasında kalıyor. Açılışla ilgili de zaten özellikle Cumhurbaşkanımızın bu tip şehrimizle ilgili açılışlarda gerek hastanenin diğer belediyelerimizin yapacağı yetiştirdiği projeler var. Onlara yönelik açılış tarihine göre planlıyoruz, Ama Cumhurbaşkanımızın gelmeden önce de hasta kabulü başlanacağı yönünde Sayın Bakanımızla görüşmem oldu. Lafın özü, uzun sözün kısası 10-15 Ekim diye planlanıyor.

ÖZEL HASTANELER DE KURALLARA UYMALI
Sayın Başkan özel hastanelerin yoğun bakımında yatan hastalardan fark isteniyor ki bu yasal değil. Zaman zaman haber merkezimizde çok sayıda şikayet ihbar ulaşmakta. Bu konuyla ilgili düşünceleriniz nelerdir?
Evet. Gaziantep tabii hem devlet hastanesi hem şehir hastanesi hem de özel hastaneleriyle zaten sağlık üssü. Bölgenin en büyük sağlık üssü olmaya aday bir şehir dediysek bu donelerin olması lazım. Özel hastanelerde şehrimizde gerçekten vatandaşın, halkın hizmetine haiz bir hastanedir. Biz bunu özellikle pandemi sürecini zaten çok net yaşadık. Yani yüz binlerce halkımızın, insanların sağlık hizmeti almasında özel hastanelerimizle, devlet hastanesi gibi birebir çalıştı. Buradaki husus şu kanunun dışında, tüzüğün dışında, maddenin dışında yapan her şeyin vatandaşımız tarafından sorgulanmalı varsa şirketlere yapılmalı, cezalar noktasında mutlaka yaptırımlar olacaktır, kanuna açıktır. Bizlerin de özel hastanelerden beklentimiz, isteğimiz şikayetler doğrultusunda bize gelen olursa da bizzat birebir takip edip görüşeceğimiz, soracağımız halkımız adına, menfaat noktasında hiç kimse kanun üstünde bir hareket yapamaz, yapmamalı orada devlet zaten özel hastanelerin her hizmetiyle ilgili belirlemiş olduğu kriterleri zaten vardır. Hastanelerimizde bunlara uymanın dışında başka bir seçeneği olamaz.

ENDİŞE ETMEYİN, DEVLETİMİZ GÜÇLÜDÜR
Son olarak efendim şehirde asayiş sorunu var mı? Bir de uyuşturucuyla mücadele yeterli mi?
Bakın bu sabah bile İçişleri Bakanlığı'ndan operasyon bilgisiyle uyandım. Sabah erken saatlerde Türkiye genelinde operasyonlar yapıldı. Devletimiz birimleri bu konuya çok hakim. Uyuşturucuya ulaşmak ve uyuşturucuyla ilgili bu işin peşinde gençleri zehirleyen zehir tacirleri her zaman olacaktır. Hep vardı. Genç bir nüfusa sahibiz. Bu oranların artma ihtimali tabii ki var. Ama bir o kadar da gerek merkezlerin, gerek efendim kontrol noktasında emniyet güçlerimizin çalışmaları da gayet yerinde. Hiç kimse endişe etmesin. Devletimiz çok güçlü. Bu konuda bu işin peşinde olanları örgüt şeklinde, son o bu işin satıcısı ne kadar yakaladığı dakikada operasyonlarla zaten alıyorlar. Emniyetimiz özellikle hususta çok hassas, çok dikkatli herkes görevini çok güzel yapıyor.
Peki efendim. Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Ben teşekkür ediyorum. Sağ olun beni sabırla dinlediniz. Teşekkür ederim