Yılmazkaya’dan çiçeği burnundaki Milli Eğitim Bakanına uyarı!

“Öğretmenlerimizin maaşı düşük, 3600 ek gösterge sözünüzü yerine getirmediniz, 100 binlerce atamayı bekleyen genç öğretmenlerimiz var, ülkede yeterli okul ve derslik yok, 35-40 kişilik sınıflarımız var, kadroların çoğu boş, eğitimi yapboz tahtasına çevirdiniz!”

Milli Eğitim Bakanına Gaziantep ilinin eğitimle ilgili sorunlarını da aktaran Yılmazkaya, konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Gaziantep ilimizle ilgili verileri bakıldığında hem derslik ihtiyacı hem de öğretmen ihtiyacı artarak sürmektedir. Öğretmen açığı ve derslik ihtiyacı açısından hem Türkiye ortalamasının hem de OECD ülkelerinin çok gerisinde kalan Gaziantep'te acilen okullaşmaya daha fazla hız verilmeli ve öğretmen ataması yapılmalıdır” dedi. 

Yılmazkaya’dan Çiçeği Burnundaki Milli Eğitim Bakanına Uyarı!

Yılmazkaya TBMM Plan ve Bütçe Komisyonun, MEB’in bütçesiyle ilgili görüşmelerinde yaptığı konuşmada şu ayrıntılara değindi. “Millî eğitimin en önemli unsuru öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz. Öğretmenlerimiz mutsuz, umutsuz, tükenmişlik ve yorgunluk sendromları artmış, psikolojik yıkım içindeler, çocuklarını prens ve prenses gören veli ile kendilerine mobbing uygulayan idareciler arasında boğulup kalmışlar, ben bunu bir öğretmen yakın olarak hissettiğim için söylüyorum. Öğretmenlerimizin maaşı düşük, 3600 ek gösterge sözünüzü yerine getirmediniz, 100 binlerce atamayı bekleyen genç öğretmenlerimiz var, ülkede yeterli okul ve derslik yok, 35-40 kişilik sınıflarımız var, kadroların çoğu boş, eğitimi yapboz tahtasına çevirdiniz, 17 defa müfredat değişti, bütün iktidar boyunca 8'inci Bakan olarak şu anda siz buradasınız” ifadelerini kullandı.

Sayın Bakan, Bu Bütçede Öğretmen Yok!

Eğitim alanında yaşanan kronikleşmiş sorunları gündem getiren Yılmazkaya, Milli Eğitim Bakını Mahmut Özere, “Sayın Bakan, bu bütçede öğretmen yok, bu bütçede veliler yok, bu bütçede öğrenciler yok, yeni okullar yok, yardımcı personel yok, sadece mevcut durum devam etsin de bu seneyi kurtaralım var. Maalesef geçen sene de benzer kelimeler ettik yine aynı şeyleri söylüyoruz, değişen bir şey yok. Öncelikle şu taşımalı eğitimi konuşmak istiyorum, geçen sene de konuştuk, yanlış uygulanan taşımalı eğitim yüzünden birçok okul kapatıldı, taşımalı eğitimde son altı yılda 9 milyon öğrenciye 16,3 milyar TL harcandı. Öğrencilerin kaza riskini göze alarak evlerinden kilometrelerce uzaktaki okullarda eğitim almasına, derslere yorgun girmesine neden olan bu sistem içinde birçok sorunu da barındırıyor, soruna çözüm içinse köy okullarının bir an önce açılması lazım hatta en yakın zamanda yine bir taşımalı eğitimde bir kaza sonucu 5 çocuğumuzu kaybettik. Öğrenci sayısı 10-15 de kalsa köy ya da yerleşim birimindeki okulu boşaltmak yanlış, binlerce okul kapatıldı. 

Pandemi koşulları göz önünde bulundurarak bu kronik hastalığı olan öğretmenlerimiz için ne yapmayı düşünüyorsunuz? Evet, geçen sene bu kronik hastalığı öğretmenlerimizi idari izinli olarak ayırdınız ama şu anda bu sıkıntılı olan öğretmenlerimiz bizlere ulaşıyor. Bakın, bunların çoğu tansiyon hastası, bir kısmı EYT'ye takılmış kalp hastası ve emekli de olamıyorlar. En azından ya bunlara tekrar bir idari izin bir ortamı sağlayalım ya da EYT'ye gelin, bunları bir bahane edelim. Bu öğretmenlerimize yazık günah, belli bir yaşa gelmişler, hâlâ ağızlarında maske, 35-40 çocuğa eğitim vermeye çalışıyor ve yarın öbür gün bu öğretmenlerimizi kaybederiz” ifadelerini kullandı. 

Sayın Bakani, PIKTES Öğretmenlerini Sokağa Mı Atacaksınız?

Bir diğer sorun, Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sisteminin Entegrasyonun Desteklenmesi Projesi olan PIKTES'le ilgili bazı konulara değinmek istiyorum. Ülkemizde bulunan Suriyelilerin yüzde 47'si çocuk, Suriyeli çocuklarından entegrasyonundan tutun da eğitimine kadar PIKTES öğretmenlerin de büyük emeği var. Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonun Destekleme Projesi PIKTES, 3/10/2016 tarihinde başlatılan bu proje hâlen ülkemizin 26 ilinde sürdürülmektedir. 2018 yılı aralık ayında 2'nci fazına başlayan PIKTES Projesi 2022 yılı ekim ayına kadar devam edecektir. 

Peki, Sayın Bakan, şunu sormak istiyorum: Beş yıldır görev yapan PIKTES öğretmenlerimiz 2022 yılından sonra bu proje bittikten sonra ne yapacaklar? Bu öğretmenlerimizin kadro talepleri karşılanacak mı, yoksa bu eğitim emekçilerinin Bakanlık olarak sokağa mı atacaksınız çok merak ediyorum. 

Sayın Bakanım, burada, özellikle, belirtmek istiyorum, bu konuya özelliikle eğilmenizi rica ediyorum sizden, burada YÖK Başkanıma da özel bir konuda bilgi vermek istiyorum.

Sayın YÖK Başkanı, bu doçentlik kriterlerini lütfen düzeltin. Bakın, özellikle sağlık alanında yabancı dili iyi veya 3-5 arkadaş bir araya geliyor, çeşitli dergilerde, eskiden ücretli dergilerde yayınlar oluyordu, yayınları yaparaktan genç yaşta kendi alanında hiçbir deneyimi olmadan, örnek vereyim kalp cerrahisinde kalp ameliyatı dâhil doğru dürüst görmemiş insanlar erken yaşlarda doçent oluyor ve bir üniversite kadrosuna geçtikten sonra da profesör oluyor. Gelin, bu kriterler devam etsin ama bunlara belli bir süre koyalım. Mesela, yedi yıllık, on yıllık deneyimi olan diyelim veya MEDULA sisteminde insanların ne kadar, ne işlem yaptığı şu anda ülkemizde gayet kayıt altına alınabiliyor, bunların belli bir sayıya dernekler tarafından belirlenmiş olan belli bir sayıya geldiğinde bu sayıyı alanların sınava girebileceği bir kriter koyalım. Yoksa, inanın, özellikle sağlık alanı diğer branşlar...