Abone ol
Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaş sonrası ülkesini terk ederek Türkiye'ye sığınan milyonlarca Suriyeli mülteciden biri olan Ravda Nur Cuma, yaptığı çalışmalarla uluslararası alanda dikkat çekerek yıllar sonra "barış elçisi" seçildi.
22 yaşındaki Ravda Nur Cuma, Gaziantep'te kurduğu dernekle yetim çocuklar ve erken yaşta evlendirilen kadınların sorunlarını çözerek aynı zamanda dünya barışına katkıda bulunmayı amaçlıyor.
ABD'nin başkenti Washington'daki sivil toplum kuruluşu HasNa tarafından barış elçisi olarak seçilen Ravda Nur Cuma, Gaziantep’teki Selam İnsani Yardım ve Dayanışma Derneği'ne ait evlerde kalan Suriyeli yetim çocukları ziyaret ederek onlarla vakit geçirdi.
VOA Türkçe’ye konuşan Suriyeli aktivist Ravda Nur Cuma, uluslararası bir kuruluş tarafından barış elçisi olarak seçilmesinin, kadın ve çocuklar için başlattığı projeleri için kendisine çok fayda sağlayacağını belirterek, “Barış elçisi seçilmek benim için çok gurur verici bir durum. Bu kişilere bir isim olarak takılıyor ama hem aktiviste bir motivasyon oluyor hem de daha iyi çalışmalar yaparak diğer insanları bilinçlendirmesi açısından son derece önemli. Dünyanın her yerindeki zulme, haksızlığa, adaletsizliğe ve ayrımcılığa karşı durup barış yayma konusuyla alakalı bir ödül olarak adlandırıyorum’’ dedi.
"Dünyanın her yerinde mültecilerin seslerini duyurmaya çalıştım’’
Yaklaşık 10 yıldır mültecilerin hakları için mücadele ettiğini ifade eden Ravda Cuma, “Ben 2011 yılındaki savaş sonrası ailemle birlikte Türkiye’ye sığındığım zamanda da erken evliliğe karşı çıkmış bir çocuktum. Daha sonra mültecilerin eğitim hakkını savunmak için çalışmalar yürüttüm küçük yaşta olmama rağmen. Sıkıntı içinden çıkan bir insanın söylemleri ve yaptığı çalışmaların çok daha değerli olması gerekiyor. Ben 10 yıldır bu çalışmalar kapsamında dünyanın her yerinde mültecilerle alakalı, insan haklarıyla alakalı konferanslar ve zirvelere katılarak, mültecilerin seslerini ulaştırmaya çalıştım. Mülteciler çözüm ortağına girmesi için Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantılarında, karar verici insanlar karşısında müzakere yaparak mülteciler dahil edildi. Bu süreçte bir barış elçisi unvanı sadece bana verilen bir isim olarak değil, daha çok yerel çalışmalar yapılmasını istiyorum’’ şeklinde konuştu.
Birçok kadın kamera karşısında konuşmak istemiyor’’
Sorunları olan mültecilerle çözüm merkezleri arasında bir köprü vazifesi görmeyi amaçladığını belirten Ravda Cuma, “Dünya çapında insanların hikayelerini paylaşarak kadınları güçlendirmek, eğitimi desteklemek ve erken evliliği önlemek üzerine bir program yapmayı düşünüyorum. İlk olarak burada Dar’u Selam’dan başladım. Çünkü burada yetim kimsesiz çocuklar ve anneler bulunuyor. Bu insanlarla görüşerek hikayelerini, yaşadıkları zorlukları ve problemlerini dinlemek istiyorum. Buradaki kadınlar kamera karşısında ya da bir gazeteye konuşmak istemiyor. Ama benim duyduğum hikayeler gerçekten bilinmesi gereken hikayeler. Ben de bu merkezin yöneticileri ile anlaşma yaptım. Buradaki kadın ve çocuklarla bire bir görüşerek onların hikayelerini dünya çapında paylaşmayı düşünüyorum. Bu süreçte çalışmalarım için vakıf ve dernekler bana destek veriyorlar. Suriye içerisinde ve Türkiye’deki çocuklara destek oluyoruz bu şekilde. Suriye içerisinde on binlerce çocuğu yeniden okullandırdık. Bu tür projelerin gerçekleşmesi için desteklere ihtiyaç vardır her zaman’’ diye konuştu.
Savaşa karşı barışı savunuyorum’’
Savaşa karşı barışçı bir insan olduğunu belirten Ravda Cuma, “Ülkemdeki savaş bizleri çok üzdü, çok yıprattı. Sorunlar hala devam ediyor ve biz gençler olarak sesimizi duyurmak istiyoruz, artık yeter demek istiyoruz. Gerçekten biz barışı getirebiliriz. Silahla değil, kalemle defterle ve beyinle bunu yapabiliriz. Albert Einstein’in dediği gibi ‘Ben barış için savaşırım.’ Ben de barış için savaşırım ama silahla değil. Benim her platformda dile getirdiğim ‘Ben mülteci olarak doğmadım ve ülkemdeki savaş benim suçum değil’ cümlesini yalnız kendim için değil yerinden yurdundan olmuş bütün insanlar adına söylüyorum. Bize ön yargıyla yaklaşılmasını istemiyoruz. Çocuk, genç, kadın olarak bizim yaşama hakkımız var, biz de insanız’’ ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın