
Gazianteplinin yaşam koşuludur sanki pide fırınları…Olmaz sa olmazlarındandır kısacası.
Tırnaklı, açık ve Kübban ekmek arasına konularak yenilen kebapların tadı “ dürüm” ün ötesinde bir şeyler ifade eder Gaziantepliye…
Alaybey Mahallesi Şıhcan Caddesi üzerindeki pide fırınının kuruluş tarihi cumhuriyetten de önce…
İlk kurucularının “ Ermeni ya da Yahudi” oldukları sanılıyor. 1920 yılından beri faaliyet gösteren Şıhcan Pide Fırını’nda şimdi ebediyete intikal eden ve Gaziantep’in en ünlü ustaları olan Halil Karaduman( gazeteci Atilla Karaduman’ın babasıdır), Muhittin Özsöyler, Hasan Altınöz ve diğerleri Gaziantep’e hep ekmek üretmiş.
Gaziantep’teki pide fırınlarında ; Galledar( Ekmeği satıp parayı alan kiş) Darabacı ( Genellikle çocuk olur. Fırından çıkan; ekmek, lahmacun, börek ve tepsleri dizer) Tabcı ( Ekmekğin hamurunu açan kişi), tırnakçı ( Pide ekmeğini oya gibi işleyerek şekil veren usta) Bişirci ( Ekmeği pişiren kişi) Ambar Kiyası ( Hamuru yoğuran ve gramajına uygun şekilde tahtalar üzerine dİzen kiş) çalışan emekçilerdir.
Sabah erken saatlerde atılan odunla ısınan fırın artık üretime geçmeye hazırdır ve diğer ustaların hazırlıklarını bekler. Hummalı çalışmaya saat: 10. -10.30 sıralarında ara verilir. Çünkü tezgah; üzeri bezlerle örtülmüş ekmekle doludur.
Bu aradan sonra “ Öğle Kalabalığı” akın eder fırınlara Gaziantep’te… Söörme ( Fırında şişlere takılarak pişirilen patlıcan), lahmacun, börek, ve Patlıcan, soğan , sarımsak, yenidünya tepsileri ard arda gelmeye başlar. Lokantalarla, ekmek bekleyen şahıslar arasında tatlı bir rekabet de doğar bu arada.
Saat: 14.00 dolaylarında bir kez daha ara verilir çalışanlar ihtiyaçlarını görsünler diye. Sonrası mı? Durmak yoktur…Saat 21.00’a kadar ekmek üretilmeye devam edilir. Bu saatten sonra yevmiyelerini alanlar, hesaba oturan ustalarına “ Kâr haneye bereket usta” diyerek evinin yolunu tutar.
Eğer, çevrede başka fırın yoksa, fırıncılara tatil de yoktur. Yakın çevrede var ise eğer, Pazar günleri sırayla “ nöbetçi fırın” olunur.
Zor ve zahmetli iştir fırıncılık. Ama açık ekmeğin arasına konulan “ Balcan” kebabı yenilirken, bu zorluklar kimin aklına gelir ki?
Yorum Yazın