Gaziantepli Zekiye Kabadayı acıların en büyüğünü yaşadı. Bir oğlunu Vatan uğruna şehit verdi. 10 gün geçmeden diğer oğlu kanser kurbanı oldu. 2 oğlunun acısına dayanamayan eşi de Mehmet de hayata veda etti. ‘Tek oğlum için hayatta kalacağım’ derken o oğlu da kalbine yenik düştü. 3 oğlunu ve eşini kendi elleri ile toprağa verdi.
Gaziantepli 78 yaşındaki Zekiye Kabadayı’nın hayatı filmlere konu olacak cinsten. Yaşlı kadın televizyon izlerken, askerdeki oğlu Jandarma Komando Er Mehmet Kabadayı’nın şehit haberini aldı. Oğlunu şehit haberi ile yıkılan talihsiz kadın, 10 gün geçmeden bir başka büyük acıyı daha yaşadı. Büyük oğlu Şahin, kansere yenik düştü ve hayata veda etti. Henüz şehit olan oğlunun büyük acısını yaşarken diğer oğlunun ölümü ile adeta yıkılan Zekiye Kabadayı, intihar etmeyi düşündü. O sırada eşi Mehmet, iki oğlunun acısına daha fazla dayanamadı ve hayata veda etti. Zekiye Kabadayı artık yıkılmıştı. İntihar etmeyi dahi düşündü. Ancak bir oğlu daha vardı. ‘Bir oğlum var. Artık onun için yaşayacağım’ diye düşünürken bir büyük acı daha yaşadı. O oğlu da kalbine yenik düşerek yaşam umudu bırakmadı. Ancak Zekiye nine o kadar güçlü bir kadın ki, bu seferde benim torunlarım var. Yetimlerim var. Onları asla hayatla baş başa bırakamam dedi. Yaşayan bir ölü gibi torunlarına adadı kendisini.
Gelini Hüsne ve 4 torununu çaresiz bir şekilde bırakmamak için hayata direnen Zekiye Kabadayı, geçimlerini üstlendiği ve evine aldığı ‘Torunlarımın hayatı garanti altına alınmadan ölmek istemiyorum. Onlar geleceklerini kurtarsın Allah canını sonra alsın’ diyerek adeta yaşayan bir ölü oldu.
Davullu zurnalı askere yolladığı ve ‘Miniğim’ dediği en küçük oğlu Mehmet 2 Şubat 1992 tarihinde Şırnak Uludere’de terör örgütünün bombalı saldırısı sırasında çığ altında kalarak şehit düştü. Oğlunun şehit düşmesinden bir gün önce bir rüya gördüğünü anlatan Kabadayı, “Oğlum askere giderken bankaya para koymuştu.
‘Anne para lazım oldukça buradan al harca’ demişti. Rüyamda asker kıyafeti ile yanıma geldi. ‘Anne iyi değilim. Param da bitti. Bana para ver’ dedi. Çok tuhaf olmuştum. Gözlerimi açtım ve rüya olduğunu gördüm. Ama içim çok kötüydü. ‘Oğlum şehit olacak’ dedim kendi kendime. Sabahına da şehit haberi geldi. Hayatımın en acı anıydı. Onun için kız isteyecektim. Asker dönüşü evlendirecektim. Cenazesi geldi. Allah kimseyi evladıyla sınamasın” dedi.
Küçük oğlunun şehit haberi ile yıkılan Zekiye nine, henüz gözyaşı dökerken, büyük bir şok daha yaşadığını anlatırken gözyaşlarına boğuldu: “Henüz taziyeleri kabul ediyorduk. Bir anda büyük oğlum Şahin de hayatını kaybetti. Mide kanseri olmuş ve çok ilerlemiş. Farkına varamadık. İki oğlunu kaybeden eşim Mehmet de, kalbine yenik düştü. Hayatta tek kalan oğlum da kalbine yenik düştü. Allah böyle acıları kimseye tattırmasın. Şu anda ben yaşayan bir ölü gibiyim.
Her yerde anıları var. Gözyaşı dökmediğim günüm yok. Ölmeyi çok istedim. Ama evlatlarımın bana yadigarları var. Torunlarım ve gelinlerim var. Onların zaten boynu büküldü. Onları bu hayatta çaresiz ve tek başına bırakmak istemiyorum. Aldığım şehitlik maaşı ile geçinmeye çalışıyoruz. Tek gayem hepsinin yetişip hayatlarını kurtarabilmeleri. Ondan sonra ölsem de gam yemem”
ALLAH BU ŞEKİLDE İMTİHAN EDİYOR
Tek tesellisinin evlatlarından geriye kalan torunları olduğunu belirten Kabadayı, torunlarına sarılıp koklayarak yaşamaya çalışıyor. Evlatlarına olan özlemlerini onlarla gidermek istiyor. “Allah beni bu şekilde imtihan ediyor. Onun takdirine isyan edemeyiz” diyerek kendini teselli ediyor. Tek korkusu ise bir gün kendisinin de eşi ve oğlu gibi kalbine yenik düşerek torunlarını yalnız bırakması.
Asla isyan etmediğini ve her şeye rağmen Allah’a şükrettiğini belirten Zekiye Kabadayı, “Keşke Allah benim canımı önce alsaydı da bu acıları görmeseydim. Yaşamaktan hiçbir zevk almıyorsunuz. Görevimi tamamlayayım da artık ben de bu dünyadan göç edeyim diye bekliyorsunuz” dedi.
Kaynak: Telgraf.net
Yorum Yazın