www.memohaber.com seçimin nabzını tutmaya devam ediyor

14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala siyaset arenası ısınmaya devam ediyor. Yaklaşan seçimler öncesi çalışmalarına hız veren Yeniden Refah Partisi Gaziantep milletvekili adayları Nurettin Özkaya, İrfan Demirhan, Esra İncetahtacı Alati ve Dr. Mehmet Ös www.memohaber.com internet sitesi haber merkezini ziyaret etti. Yeniden Refah Partisi Gaziantep milletvekili adayları, ziyaret sırasında memohaber.com Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Taşçı'ya çok özel açıklamalarda bulundu.  

Ziyaret sırasında açıklama yapan Yeniden Refah Partisi Gaziantep milletvekili adayı Nurettin Özkaya, seçilerek mecliste yer almaları halinde Gaziantep sanayisi için çalışmalar yapacağını ifade ederek, "Gaziantep çalışkan bir memleket. Türkiye'de şu anda Gaziantep olarak beşinci ihracat yapan bir şehiriz. Şu anda 10 milyar dolar civarında bir hedefimiz var sanayide.  5 organize sanayimiz var,  bir tane serbest bölgemiz var. Aşağı yukarı 275 bin çalışanımız var ama insanların ekonomik şeyleri şu anda çok düşük. Özellikle çalışanlarımızın mavi yakalı dediğimiz beyaz yakalı dediğimiz arkadaşların, onların hayat seviyelerinin artışlarının olması gerektiğini düşünüyoruz. Beraberinde biz inşallah mecliste olduğumuz zaman bu geliri düşük olan arkadaşların daha çok asgari ücret tarafından artışların olması için de inşallah çaba sarf edeceğiz" dedi.

"Gaziantep'in sorunlarını çözmek için çaba sarf edeceğiz" 
Gaziantep'in sorunlarını bildiklerini ve bu sorunların çözümü için çaba sarf edeceklerini söyleyen Özkaya, "Bizim arkadaşlarımız hamdolsun çok çalıştık, çalışıyoruz ve tecrübeli çok arkadaşlarımız var. Özellikle 14 milletvekili adayımız da çok değerli, birbirinden kendi sektöründe, kendi kulvarında çok iyi arkadaşlarımız. Gaziantep'in birinci problemi biz kira artışlarını görüyoruz. Olumsuz kira artışları arsanın fiyat artışlarını görüyoruz, ulaşımı görüyoruz, trafik problemini görüyoruz. Bunlar bizim temel şeylerimiz tabii yine bize iletilen her türlü problemin de inşallah milli görüş mecliste olursa yine biz mecliste millet adına Gaziantep adına yine mücadelemizi devam ettireceğiz. Kırmadan, dökmeden eksik varsa tamamlayarak doğruya doğru diyerek yanlışa da yanlış diyerek her zaman hiçbir partinin koltuğu altında olmayacağız. Kendi ideolojimiz kendi duruşumuzu her zaman omurganızı dik dik bir şekilde" ifadelerini kullandı. 

"Mecliste hayra motor, şerre fren olmak istiyoruz"
Mecliste yer almaları durumunda nezaket ve zerafet içinde çalışmalar yürüyeceklerini de aktaran Nurettin Özkaya, "Orada nezaket ve zerafeti hiçbir zaman bırakmayacağız. Her zaman hangi parti olursa olsun doğrusuna doğru diyeceğiz. Kendi ideolojimiz ile kendi düşüncelerimizin adı altında milli görüş ve adil düzen altında Yanlışlara da hangi parti olursa olsun onlara da hayır diyeceğiz. Gücümüzün yettiği kadar bizim bir sloganımız var şuanda hayra motor, şerre fren olmak istiyoruz" diye konuştu. 

İrfan Demirhan projelerini açıkladı 
Yeniden Refah Partisi Gaziantep milletvekili adayı İrfan Demirhan, mecliste yer almaları durumunda hayata geçirmeyi planladıkları projelerle ilgili konuşarak, "Sektörel olarak Gaziantep'te özellikle organize sanayinin yatırım projelerinin gözden geçirilmesi gerektiğini, bazı sektörlerde kısıtlamalar, bazı sektörlerde teşviklerin yapılması gerektiği kanaatindeyim. Her firmanın Yatırım odaklarının mesela organize deki Rahmetli erbakan'ın söylediği gibi bence yönümüzü batıya değil, doğuya dönmemiz lazım. Biz doğunun en büyük tedarikçisi. Biz antep'te şu anda ihracat rekortmenleri sırasında zaten türkiye'de beşinci sırada.Almış olduğumuz mesleki birikimle özellikle meslektaşlarımızı ve organize deki sanayicilerimizin problemlerine daha yakinen bildiğimiz kanaatindeyim. Bunun için elimizden gelen bütün çabayı nasıl birinci 40 yılda rahmetli Erbakan'ın Çizmiş olduğu yoldan ikinci 40 yılda fatih erbakan'a biz bu süreci devam ettirmek için buradayız. Amacımız da özellikle Antep sanayisinin Ekonomik konjonktüründe yapısının tamamıyla üretime dayalı olan bir yapıda teşviklerin Antep her seferinde üçüncü bölge, ikinci bölge teşvikleriyle sınırlı kalmaması gerektiğini Burada doğunun paris'i ise gerçekten bir Dubai noktasına getirmek için elimizden gelen bütün çalışmaları göz önünde bulunarak bu amaçla mecliste yer edinmek istiyoruz" dedi. 

Cumhur İttifakına katılma nedenlerini de açıklayan İrfan Demirhan, "Biz her zaman doğrunun yanındayız ama yanlışlara da her zaman kayıt olmak için buradaydık bu amaçla ilk başkanımızın açıklamasındaki şartta belirtmiş olduğu 30 maddelik şartta da bunlar zaten göz önündeydi. Sonrasında Cumhurbaşkanımız bu noktada olur görünce olmamız gereken ittifak noktasında yer aldık. İttifakta da şu andaki millet ittifakı'nda ki yapı değil, cumhur ittifakı'nda yer almamız sadece cumhurbaşkanlığı ile sınırlıdır. Biz bir deva partisi bir CHP bir Gelecek partisinin içerisinde olan bir ittifak partisi değiliz. Biz kendi adaylarımızla bütün bölgelerde bu çalışmaları yürütmekteyiz" şeklinde konuştu. 

Esra İncetahtacı Alati: İstanbul Sözleşmesi kültürümüzle ilgisi olmayan dayatma bir anlaşma" 
Yeniden Refah Partisi Gaziantep milletvekili adayı Esra İncetahtacı Alati ise başörtülü bir aday olarak İstanbul Sözleşmesi ile ilgili ilginç açıklamalarda bulunarak, "İstanbul sözleşmesi bizimle yani türk kültürüyle aslına bakarsanız hiç ilgisi olmayan, yani bize göre sadece bir dayatma olan, yani avrupa'dan ithal bir anlaşma. Bizim yeniden refah, milli görüş, saadet daha önce fazilet aslında bizim tüm bu isimlerin altındaki tek görüşümüz milli görüş. Milli görüşte aslında biz milli gücümüz de bir yere gelebileceğimiz anlamına gelmekte. Yani avrupa'dan ithal bizimle bizim kültürümüzle, görüşümüze hiçbir alakası olmayan, bizi farklı yerlere götürmeye çabalayan sözleşmelerle de dolayısıyla çok işimiz olmadı. Yani biz bunun taraftarı asla değiliz. Yani bu istanbul sözleşmesi'nde hiç sıcak bakmıyoruz dolayısıyla" dedi. 

Dr. Mehmet Ös, ekonomik krizin sebeplerini açıkladı 
Yeniden Refah Partisi Gaziantep milletvekili adayı Dr. Mehmet Ös ise yaşanan ekonomik krizin sebepleri ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak, "Şimdi bunu genel itibariyle değerlendirmek doğru olabilir. Biliyorsunuz dünyanın içinde bulunduğu konjonktür durum söz konusu. Amerika'nın da içinde bulunduğu son 50 yılın son 100 yılın ortalama enflasyon rakamlarının çok yüksek seviyelerde ilerlediğinden biliyoruz. Lakin amerika'daki enflasyon ve avrupa'daki enflasyonun Türkiye odaklı olarak değerlendirdiğimizde türkiye'deki enflasyonun çok ciddi rakamlara boyutlara ulaştığı da bilinmekte. Bu konjonktürel bir durum olarak ortaya çıkmış olarak görülüyor. Hiçbir ülkenin tek başına bu ekonomik krizin altından kalkacağı ile alakalı bir fikir beyan etmesi çok doğru değil. Hele ki Türkiye gibi 3 tarafı denizlerle 4 tarafı düşmanlarla çevrili bir coğrafyada yaşadığımızı ön görürsek kuzeyinde Ukrayna Rusya savaşı güneyimizde irak Suriye savaşlarının da o olduğu bir ortamda ege denizi'nde yunanistan'la ortaya çıkan savaş durumları onun haricinde Kuzey Kıbrıs meselesi yeraltı kaynaklarımız gibi ibni haldun'un bahsettiğinden de yola çıktığımızda coğrafyanın kaderi olan bir ortamda ekonomik krizlerle beraber yaşıyoruz. Tabii bu ekonomik krizleri yaşadığımız yaşamakla beraber iktisadi kavramların realitenin de söz konusu olması gerekiyor. Hükümetin yanlış yaptığı politikalardan bir tanesinde de bahsedecek olursak. Faiz ve dolar riskinin ciddi anlamda belli seviyelere getirilmesi, iş insanları yatırım yapmak istiyor. Çalışan insanlar, emeklerin karşılığının en yüksek seviyede almak istiyorlar. Ama kur politikasının çok yüksek seviyelerde seyretmesinden dolayı ucuz emek gücüne ihraç etmemiz ile beraber ülke vatandaşlarının milli geliriyle ilgili refah düzeyinin gitgide azaldığını düşünüyoruz. Iş insanlarının ekonomi öngörülebilir yüklerinin git gide kısıtlılığına bahsedebiliriz. Önemli olan asgari ücretin her geçen dönem belli oranlarda belli şartlarda artması değil. Onların kabul edilebilir bir yaşam düzeyi kabul edilebilir refah düzeyine ulaştırılabilmesi lazım. Tabii bunları söylerken biz genel başkanımızın tabiriyle beraber hayra motor, şerre fren olacağız. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyeceğiz. Bizim coğrafyamız bir norveç'e, bir finlandiya'yı bir iskandinav ülkeleriyle veya bir ingiltere'ye kıyaslamak da mümkün değil. Çünkü biz her tarafıyla, savaşlarla, her an savaşlarla ve toprak kavgasıyla yeraltı kaynaklarının zenginliklerinin elde edilip edilmemesiyle alakalı savaşlara gebe olan bir coğrafyadayız. 1.071 yılında bu topraklara geldik. Bu topraklar  bizim öncelikle partimizin hedefi soğan bulunabilir, gelir domates de bulunabilir ama vatan toprağı kesinlikle bulunamaz. Hep şunu söylüyoruz, toprakları toprak yapan bayrakları, bayrak yapan üzerindeki kandır. Vatan eğer uğrunda ölen varsa yok tam tersi toprak. Eğer üzerinde üniversite vatandır diye bir şey var, cümle var, aynı o şekilde değerlendiriyoruz. Biz vatanımızın, biletinizin bölünmez bütünlüğü her zaman için bizim ön planımızda. Ekonomi genel geçerlilik durumunda bakarsak biz ümmetçi bir topluluğuz. Biz islam birliğine inanan bir toplumuz d sekizlerde altmışların d yetmişlere bilen bir topluluğuz. Bu bağlamda değerlendirildiğinde, eğer avrupa'daki halkın yaşamış olduğu bu mazot krizi benzin krizlerini sokağa döküldüğünde hepimiz şahit olduk. Eğer o türkiye'de olan oyların belli bir oranında avrupa'da olmuş olsaydı biz iç kargaşayla 15 temmuz'da Allah göstermesin. Öyle bir badire atlattık. Bu ekonomik krizlerle bizim dış güçlerin vatandaşlarımızın yanlış yola doğru yürüttüğünü yanlış yola doğru yönlendirdiğini düşünüyoruz" ifadelerine yer verdi. 

Dr. Mehmet Ös: "Fiyat artışlarını önlemek için öz kaynaklarımıza dönmemiz lazım" 
Özellikle soğan fiyatı üzerinden piyasada yaşanan fiyat artışları ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Dr. Mehmet Ös, "Soğanın fiyatının ne olduğu değil, önemli olan o soğanın fiyatına nelerin etki ettiği. Bizde yıllar itibariyle hiç ciddi bir tarım politikası geliştirilmemiş. Ülkemizde bahsettiğimiz gibi diğer konuşmacıların da bahsettiği gibi bizim problemleri biliyoruz. Problemlere çözüm önerileri de üretme noktasında da geniş 681 tane projeyle beraber geniş bir proje hedefimiz var. Bizim önemli olan meclise taşımamız ve kilit parti görevini üstlenmemiz olarak olduğunu değerlendiriyorum. Onun haricinde kimin Cumhurbaşkanı olduğunun bir önemi yok. Biz projelerimizle kıymetli olanın halkın refah düzeyinin arttırılması noktasında projelerimiz herkese açacağız. Soğan noktasına gelirseniz ciddi bir tarım sıkıntısı yaşandığı belli. Bunu doğru yönetmekle beraber her bölgenin kendine has ürünlerin üretilmesi, çiftçinin desteklenmesi, mazotun desteklenmesi ve doğru bir şekilde yönetilebileceğini düşünüyoruz. Bakıldığnda yatlara kodlara ötvsiz çok rahat mazot verilebiliyor. Bizim çiftçimize neden ötvsiz mazot verilmesin onları teşvikler, istihdamlar neden sağlanmasının? Önemli bir konu aklımdayken söylemek istiyorum. Önemli olan bizim maddiyatmız değil. Maneviyatının olmadığı sürece hiçbir şekilde maddiyatın ne olduğunun bir anlamı yok diye düşünüyorum. Kendi mesleğimle beraber bir konuya değinmek istiyorum. Mali müşavirlerin özellikle meclise taşınmasını çok önemli buluyoruz. Bununla ilgili mali müşavirlerin ister mecliste olsun, ister dışarıdan desteklensin. Plan bütçe komisyonlarında mesleki görevlilerinin kanunun verdiği yükümlülüklerle beraber denetim faaliyetlerini yerine getirmesine çok kıymetli buluyoruz. Bununla ilgili de yeniden refah partimizin Genel başkanlık düzeyinde hazırlamış olduğumuz bir raporumuzu türmob Genel Başkanı emre kartal'a teslim ettik. Bununla ilgili türkiye'de diğer milletvekillerimiz mecliste taşıdığınızda inşallah mesleki sorunları da beraberinde dile getirip sorunları çözme noktasında adım atacağız. Bu neden kıymetli? Şu anlamda çok kıymetli bahsettiğiniz soğanın meselesine geliyor. Sahasında tekrardan eğer biz bir işi mecliste düzgün bir şekilde ihtiras edersek kanunları emin olun, kendi kendine kanunların mülga olmasını engelleyeceğiz. Kanunlarımız çıkartırken ne yazık ki hayatın olağan akışına uygun bir şekilde çıkartılmış. Yine bu başkanlık düzeninde de yanlış yapılan şeyler olduğunu, bunların revize edilmesi gerektiğini her platformda söylüyoruz. Bu bağlamda mali müşavirlerin özellikle mecliste temsil kabiliyetlerinin artmasıyla beraber düzgün bir şekilde denetimli bir kanun ihdas edilme noktasına gidilmesi gerekiyor. Bu şekilde de genelden tabana doğru yayılarak doğru ve düzgün bir şekilde vatandaşlarımızın refah düzeyinin artacağına inanıyoruz" diye konuştu.