© Memo Haber 2022

Yılmaz: Türkiye'de ve yurtdışına beş yıldızlı oteller yapıyorum

Kendine özgü mimari tasarımları ile meslekte yeni bir çığır açan ünlü Mimar Mesut Yılmaz, Türkiye’de ve dünyada önceliği beş yıldızlı oteller olmak üzere birçok kategoride yaptığı eserlerle yatırımcıların gözdesi konumunda

p.p1 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 12.0px Times} p.p2 {margin: 0.0px 0.0px 0.0px 0.0px; font: 12.0px Times; min-height: 14.0px}

Kendine özgü mimari tasarımları ile meslekte yeni bir çığır açan ünlü Mimar Mesut Yılmaz, Türkiye’de ve dünyada önceliği beş yıldızlı oteller olmak üzere birçok kategoride yaptığı eserlerle yatırımcıların gözdesi konumunda. Başarılı bir mimarlığın püf noktasını açıklayan Yılmaz, “Mimarlık, fonksiyonellik ve estetiğin birleşmesidir” dedi. Mimarlık mesleğinin yanında akademisyenlik görevi de bulunan My Trend Mimarlık Ofisi Kurucusu Mesut Yılmaz’ın başarı dolu çalışma hayatı üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.

ÜNLÜ MİMAR MESUT YILMAZ KİMDİR?

Yurtdışında doğup 15 yıl sonra Türkiye’ye geldiğini ve eğitimini Türkiye’de tamamlayarak iş hayatına atıldığını söyleyen Yılmaz, “Almanya’da doğup orda büyüdüm. 15 yıl yurtdışında yaşadım. Daha sonra ülkemize döndüğümüzde ise lisansımı Selçuk Üniversitesi’nde mimarlık üzerine tamamladım. 1995 yılında mezuniyetim oldu ve o günden beri mesleğimi hep nasıl daha ileriye taşırım telaşıyla çalıştım” açıklamalarında bulundu.

YOĞUN ÇALIŞMA VE İYİ REFERANS ÖNEMLİ

Mesleğe ilk başladığı yıllarda nerelerde görev alarak kendisini geliştirdiğini açıklayan Yılmaz, “Mesleğe ilk başladığım yıllarda İstanbul’da büyük ofislerde çalıştım. Yurtdışında da büyük ofislerde mimarlık yaptım. Kendi ofisimi kurduğumda da bu alışkanlıklarım devam etti. Büyük projeler yapma alışkanlıklarım ardı ardına yeni büyük projeleri de getirdi. Yoğun çalışma ve iyi referanslarla da daha iyi projeleri alma fırsatları yakaladım. Şu anda da yurtiçi ve yurtdışında beş yıldızlı büyük oteller yapıyorum” diye konuştu.

TÜRKİYE’DE VE YURTDIŞINDA BEŞ YILDIZLI OTELLER YAPIYORUM

Hayata geçirdiği beş yıldızlı büyük otel projelerinden bahsederek Türkiye’nin en Doğu’sundan Batı’sına kadar birçok şehirde önemli projelere imza attığını ve aynı zamanda yurtdışında birçok ülkede de yine önemli projelerde yer aldığın söyleyen Yılmaz, “ Şu anda İstanbul’un en işlek, en büyük ana bulvarlarında, yurtdışında ana bulvarlarda ve çok önemli mevkilerde büyük beş yıldızlı oteller yapıyorum. Otel haricinde birçok projelerimiz var ancak esas başarı noktamız beş yıldızlı otel yapımlarıdır. İstanbul’da Avrupa Yakası’nda, Anadolu Yakası’nda, Bursa’da, İzmit Sapanca’da, Marmaris’te, Adana, Antalya, Van gibi Türkiye’nin Doğusu’ndan Batısı’na tüm önemli noktalarda beş yıldızlı oteller yaptık. Yurtdışında Almanya’da, Rusya’da, Azerbaycan’da, Afrika’da, Özbekistan’da önemli beş yıldızlı otellere imza attım. Yurtdışında Duabi’de konsorsiyum ortaklığı çalıştığımız projelerimiz oldu. Dubai şu anda çok büyük mimari bir alana sahip. Dünyanın önemli büyük mimari ofisleri yine Dubai’de” dedi.

İYİ BİR MİMARLIĞIN PÜF NOKTASI FONKSİYONELLİK VE ESTETİĞİN BİRLEŞTİRİLMESİDİR

Mimarlık mesleğindeki püf noktanın fonksiyonelliğin ve estetiğin birleştirilmesinden geçtiğini belirten Yılmaz, “Mimarlık deneyim gerektiren bir meslek. Diplomayı almakla doğrudan yapılacak bir meslek değil. Çok uzun yıllar hem şantiyelerde çalıştım hem de ofislerde çalıştım. Deneyimler sonrasında proje aşamasında tasarım yeteneğimin de iyi olması dolayısıyla tecrübeyle de birleşince ortaya hem fonksiyonel hem de estetik tasarımlar oluşturdum.

Mimarlıkta gerçek maliyetlerle gerçek uygulanabilir fikirlerle bir projenin ayağa kalkabilir olması lazım. Çünkü karşı taraftaki yatırımcı gerçekçi ve etkileyici tasarımlar istiyor. Aslında estetik ve fonksiyonelliği birleştirmek mesleğin püf noktasıdır diyebiliriz. Benim mesleğim mimarlık. Bunun yanında herkesin bir hobisi vardır. Benim mesleğimin yanında hobimde yine mimarlık” açıklamalarına yer verdi.

PROJELERİMDE TEMEL KRİTERİM İNSANLARDA HEYECAN UYANDIRMAK

Projelerini hayata geçirirken öncelikli kriterlerinin insanlarda merak uyandırmak olduğunu dile getiren Yılmaz, “Projelerin lokasyonlarına öncelikle gidip bakıyorum. Karşı taraftaki yatırımcının istediği konuyu en iyi şekilde anlamaya çalışıyorum. Projedeki kriterlerimden birisi o yoldan giderken bir insan araç kullanırken projeme bakınca ayağını gazdan çekmesidir. Her projeyi yoldan geçerken bitmiş binalara bakıp da bu binanın mimarını tanıyorum diyerekten beni her gün arayan insanlar var. Ünlü bir sanatçıyı tanır gibi yapılarımın beni yansıtması ayrı bir mutluluktur” dedi.

HEDEFİM DÜNYA ÇAPINDA KONUŞULACAK BİR PROJEYE İMZA ATMAK

Birbirinden değerli projelere imza atmakla birlikte dünya çapında isminden bahsedilir projeler geliştirmek için çalıştığını aktaran Yılmaz, “Yapmak istediğim birçok projem var. Şu andaki yapmış olduğum birçok yüksek katlı veyahut büyük metrekareli değişik çapta projelerim var. Yaptığım projelerde en büyük hazzı ise proje tamamlandıktan sonra yapı içinde gezip, oturup, dinlendiğim zamanlarda alıyorum. İsterim ki dünya çapında ses getirecek daha büyük projelere imza atmak. Bu hayallerim konusunda yine yurtdışında görüş alışverişlerim anlaşmalarım devam ediyor. Şu ana kadar en yüksek yaptığım yapılardan bir tanesi 45 katlı beş yıldızlı otel. Bir insanın çocukları arasında sevgi ayrımı yapamazsa bir mimar da yaptığı eserler arasında ayrım yapamaz. Her mimari eserin mimarı gözünde ayrı bir değeri vardır. Her projenin kendine has bir özelliği mevcuttur. Birisi çok iyi bir tasarımdır, birisi çok iyi bir fonksiyoneldir” diye konuştu.

İŞİM DE MİMARLIK HOBİM DE MİMARLIK

Mimarlık mesleği ile akademisyenlik görevini aynı anda yürüterek zamanla yarışan ve bu mimarlık koşuşturmasından zevk aldığını söyleyen Yılmaz, “Mesleğim çok çalışmayı gerektiren bir meslek. Hasan Kalyoncu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde  akademisyenlik görevim de mevcut olmasıyla birlikte aslında zamanla yarışıyorum. Çok sıkıcı bir çalışma hayatım yok. Zamanımın her anını mesleğim üzerine düşündüğüm için sıkıcı gelmiyor. Daha önce de belirttiğim gibi işim de mimarlık hobim de mimarlık. Boş zamanlarımda sporla uğraşıyorum. Yine bunun yanında resim ve mimari sanatlar ilgilendiğim alanlar diyebiliriz” şeklinde konuştu.

MİMARİ TASARIMDA ÖNCELİK MADDİYAT OLMAMALI

Gaziantep’te başarılı mimari eserlere imza atılabilmesi için mimari başarı ve tasarımla maddiyatın farklı kefelere konulması gerektiğini söyleyen Yılmaz, “Gaziantep’te eleştirilecek çok fazla mimari yapı var. Mimari hataların eksikliklerini tartışsak günler alır. Ama sorunun temelinde şunu görüyorum hep. Mimari tasarımda öncelik maddiyet olmamalı. Mimari alanda yerel yönetimlerden de mesleğin beklentileri var. Mahallelerde konutların dış cephelerinde nitelikli cephe yapılması konusunda kaplama malzemelerinin kullanılmasının zorunluluğu sağlanabilir. Şu andaki bina dışı boyamadan kurtulmak gerekir. Bu malzemeleri kullanırsak daha nitelikli yapılar ortaya çıkacaktır. Belediyelerde bir estetik kurulu oluşturulmalı ve ruhsatlar bu kriterler değerlendirilerek verilmelidir. Şehircilik anlamında yapılacak önemli bir hizmet olarak görebiliriz bu projeyi” açıklamalarında bulundu.

KLASİK MÜTEAHHİT MANTIĞININ DEĞİŞMESİ GEREKİYOR

Türkiye’de mimari tasarımlara yeteri kadar önem verilmediğini söyleyerek bu kulvarda başarılı olabilmek için öncelikle müteahhit mantığının değiştirilmesi gerektiğinin altını çizen Yılmaz, “Dünya konjektöründe sanat, sanatçı ve tasarım işlerinin en kötü olduğu ülkelerden birisi sanıyorum ki Türkiye’dir. Özelikle mimarlık zorunlu bir imzalama gerektirmemiş olsaydı her halde müteahhitler kendi başlarına bina yaparlardı. Bizim değerimiz yurtdışında çok daha ön planda. Mimarlar yurtdışında bir sanatçı gibi değer görmekte. Maalesef ki ülkemizde ise sıradan bir meslek olarak görülüyor” şeklinde konuştu.

ŞEHİRLER MİMARİ YAPILARI İLE BİRLİKTE KONUŞULUR

Mimari yapılarda yapılacak her bir değerin şehrin tanınırlığını arttıracağını vurgulayan Yılmaz, “Mimarlık mesleği konusundaki yaptırımlar, yerel yönetimlerdeki kontroller müteahhit tarafından değil de bir mimar tarafından yapılırsa şehre önemli kazanımlar sağlanabilir. Mimarın yapacağı her

türlü artı, estetik ve değer çalışması şehre bir kazanım sağlayacaktır. Dünyanın birçok yerinde şehirler konuşulur. Yapılan mimarı eserler konuşulur. Bizim ülkemizde halen Mimar Sinan’ın eserleri görüşülüp konuşulmakta. Bu eserlerin önüne geçen bir yapı henüz daha ortaya çıkmış değil” ifadelerinde bulundu.

ÖĞRENCİLERİME BAŞARILI BİR MİMAR OLABİLMENİN PÜF NOKTALARINI VERİYORUM

Üniversitede eğitim verdiği öğrencilerine başarılı bir mimar olabilmeleri için iyi tasarımla ve özgün projeler üretmeleri konusunda çalışmalarda bulunduğunu dile getiren Yılmaz, “Öğrencilerime de üniversitede mesleği en güzel şekilde icra etmeleri için iyi tasarımlar yapmalarını ve özgür projeler üretebilmelerini aşılamaya çalışıyorum. Ticari kaygılara yönelik bir mimar olmak hatırlanmayan hiçbir değeri olmayan sıradan bir meslek erbabı olmaktan öte götürmez. Özellikle yurtdışı deneyimleri olmadan mimarlık yapmamalarını öneriyorum öğrencilerime. Tamamen sanata ve kalıcı olan işlere yönelmesi gerekiyor öğrencilerimizin” diye konuştu.

ÖZEL PROJELERDE İÇ VE DIŞ MİMARLIK HİZMETİNİ BİRLİKTE SUNUYORUZ

Yapılan mimari projeleri yanı sıra yatırımcının kararı doğrultusunda iç tasarımda da hizmet verdiklerini söyleyen Yılmaz, “Yaptığımız mimari projelerin yanı sıra bazı çok özel otel projelerinin dış mimarisini yaptıktan sonra içerisindeki yapılacak olan iç mimari kısımları da yapmak zorunda kalıyoruz. İç ve dış bir bütün olarak algılanması gerektiğinden dolayı bazı özel projelerde A’dan Z’ye tasarımların bizim tarafımızdan yapılması istenebiliyor. Şimdiye kadar yaptığım projelerin sayısını hatırlamak çor zor. Apartman ve villa gibi projeleri artık saymıyorum. Sadece 100,200, 300 bin metrekareli projeleri literatür olarak görüyoruz” dedi.

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER